Roma'ya gitmek hiç kısmet olmamıştı. Ben de aylar önce, gördüğüm bir tur ilanını cazip buldum ve fırsat bu fırsat, Roma'ya gitmeye karar verdim!
Tur şirketinin ismi Pronto.Tanınmış, duyulmuş, güvenilir olduğu düşünülen bir şirket. Aslında yaşadıklarımı okuyunca, buna siz karar verin.
Tur kısa bir tur! Zaten uzun uzun tatil yapmak için fırsat da yok! Bu yüzden, turun en cazip kısmı, daha doğrusu satın almamı tetikleyen en önemli kısmı, Cuma sabahı turun erkenden Roma'ya uçuyor olmasıydı. Yani Cuma gününü de kazanacak ve hafta sonunu dolu dolu geçirecektik:)
Bir diğer cazip kısmı ise, kalınacak otelin son derece merkezi olmasıydı. Gezenler bilir, merkezi otel, hayatı inanılmaz kolaylaştırıyor. Bir şehri sevmenizi ya da nefret etmenizi sağlayabilir otelin merkezi olması ya da olmaması. Tabii ki fiyatı da fark ediyor merkezi otelin. Öyle şans değil yani, parasıyla.
Neyse efendim, Perşembe günü akşamına kadar, her şey yolunda gitti. Perşembe günü saat 10.00 gibi bir telefon!
-Yarınki uçağınızın hareket saati değişti!
-Eeee!
-14.20'de uçacaksınız!
-Fakat ben bu turu, sabah erkenden uçuyorsunuz diye satın aldım!
-Olur böyle şeyler! Telefon açıp söylemeseydik de, havaalanında rötar var mı deseydik!
1. ŞOK!
Mantığa bakar mısınız! Söylediğimize dua edin diyorlar yani : ) Bu arada, son güne kadar uçak saatlerimiz asla değişmez diyorlardı.
Neyse, hay allah gitti Cuma günü diye söylene söylene, yine gittik tabii havaalanına Cuma günü. İşlemlerimizi yaptırdık! Bir güler yüz, bir cana yakınlık anlatamam! İnsan var bunun arkasında bir şey demeden edemiyor!
İşte bir sürü evrak vs verdiler elimize, geçtik bekliyoruz uçağı. Ben dur bakıyım neymiş bu evraklar diye bakınırken, bir de ne göreyim!
2. ŞOK!
Otel değişmiş! Ve bunu bize kimse söylemiyor! Ben bir evrağın üzerinden okuyorum bunu! Bir şekilde rehbere ulaşıyorum, durumu soruyorum, cevap şu: Olur böyle şeyler : ) Roma çok dolu!
- Eeee! Ben merkezi otele gidiyoruz diye tercih etmiştim bu turu!
- Bu da merkezi canım!
- Haritada yerini gösterebilir misiniz?
- Haritada görünmüyor!
- : )
Bitti mi? Hayır!
Tabii ki uçak bir de rötar yaptı, yaklaşık 1 saat! Tüm bunlara rağmen... Tur saati zaten 4,5 saat kaymış, üzerine uçak rötar yapmış... İndik Roma'ya, artık otele gideriz de, kurtuluruz şu felaketten diye düşünürken, rehberimiz ne dese beğenirsiniz!
- Eveet, Roma'ya hoş geldiniz! Turumuzda bir takım aksamalar oldu, doğrudur!
Fakat mal bu! Hiç somurtmayın! Ya da somurtun, tatiliniz iyice rezil olsun, siz bilirsiniz!
Bu rehber arkadaş, o otobüste linç edilmediyse, bu tura katılan insanların sağduyusudur tamamen!
Bitti sanıyorsunuz değil mi? Hayır!
Dedim ya tüm bunlara rağmen, rehber arkadaş inatla demez mi ki, şimdi programda göründüğü gibi şehir turumuzu yapacağız!
- Ne programı? Programın neresine uydunuz ki? Ne kadar sürer bu şehir turu? (Bu arada saat 18.00 civarı)
- 4, 5 saat!
- Katılmak zorunda mıyız?
- Katılmak istemiyorsanız, atlar taksiye gidersiniz otele!
- Pardon!
Arkadaşlar, daha önce de birçok kez bireysel olarak gittim yurtdışına, kendi otelimi kendim buldum pekala ama...
Bu otel harita da bile görünmüyor! Tamamen muamma! Nasıl gidebiliriz filan deyince de, o zaman gitmeyin, katılın tura oldu cevap. Ve bu kendini rehber sanan arkadaş, bizi aç açına, saat tam 21.30'a kadar Roma gezdirdi.
Sonra ne oldu dersiniz! Eh artık otelimize gideriz değil mi? Bizi ve sinirlerimizi yeterince sınadınız, bakın hiç arıza çıkartmadan, koyun gibi izledik sizi, artık gidelim otelimizenin cevabı da şu oldu:
- Acıkmışsınızdır! Turumuzda, yemekli bir akşam yemeği de var biliyorsunuz, isterseniz şimdi de onu yapalım!
- Hayır yapmayalım, otele gidelim!
Rehber sorar!
-Acıktık değil mi?
Herkes
- Eveeet!
- Tamam o zaman, sizi yemeğe götüreyim! Ama aramızdan bir kişi bile yok ben gelmem derse, otele dönmek zorundayız! Artık bu saatte ne yersiniz, ne içersiniz bilmem! Var mı aç kalmak isteyen? Psikolojik baskıya bakar mısınız? Buna rağmen itiraz ettim! Var dedim! Tura katılanları resmen karşı karşıya getirdi adam! Bir yanda açlık, bir yanda otele gitme isteği. Ve ne yaptı etti bu rehber arkadaş, bizi o yemeğe götürdü arkadaşlar.
Nereye gittik biliyor musunuz?
Leylim Ley türküsü söylenen, Türkler'in çalıştığı, belki çalıştırdığı ve kesin ağır komisyonların döndüğü, salaş bir restorana! Mönünün rezaletini hiç anlatmayacağım, çünkü yemedim! En azından onu yaptım, mönü yemeyi reddettim! Tura katılan diğer insanlardan çok daha güzel şeyler yiyerek, hiç olmazsa doğru düzgün şarap içerek, onların verdiği parayla neredeyse aynı parayı verdim. Bu arada, öyle rahat rahat yemek yediğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz, güzelim Roma akşamındaki yemeğe, öğlen yemeği muamelesi yapıldı ve 1 saat verildi bizlere : ) Artık aceleyle ne yediysek : )
Tabii ki şov devam etti. Önce, şehrin en ücra köşesindeki otelde kalan katılımcılar oteline bırakıldı. Gecenin 1'i, yol kenarlarında otostop çeken, mini etekli kızların yanından geçerek (yol kenarı dediysem, otoban yani) o ücra otele insanları bırakıp, saat 02.00 gibi otelimize vardık.
Otelin en yakın metro istasyonuna 1 km civarı uzaklıkta olduğunu, 4 gün boyunca dünyanın taksi parasını vermek zorunda kaldığımı filan hiç önemsemiyorum inanın. Çünkü 2. günün sabahı tur rehberimiz başka bir şehre gitti de, kurtulduk ondan:)
Unutmayın! Turun adı Pronto. Rehberin adı ise, ne yazik ki Kaan'dı : ) Bu da bana ders olsun! Mal bu : )
Siz kaçın kendinizi kurtarın, ben arkadakileri oyalarım.
Sevgiler
Kağan İşmen