Çarşamba, Mayıs 24, 2006

Pragmatik!

Prag’mayacağım ben bu işin yakasını!



Evlendim. Bu işin güzel tarafı. Mutluyuz mesutuz ya, balayına gidelim, hem yıllarca pasaport alamayıp yurtdışına çıkamamıştık (bkz. Yoklama ve bakaya), madem vatani görevimizi layıkıyla yerine getirdik, ve madem pasaportumuzu aldık, çıkalım da görelim ecnebi memleketlerini dedik. Nedir? Prag güzel fikir. Tanıdığımız da var turizmci, arayalım şu İremtur’u, şöyle bir hafta Kafkaesk bir gezintiye çıkalım. Çıktık da.

Cut. 09 Mayıs 2006’da Çek Havayolları tarifeli uçağındayız. İki buçuk saat. Tak Prag’dayız. Bizi havaalanında İremtur’un rehberi karşıladı. Kaan İşmen’in Pronto Tur hatıratlarına ‘yuh’ dediğim için, İremtur’u seçmiştik. E ne de olsa eli yüzü daha düzgün bir firma. Tur gerginliğine girmek istemediğimiz için de, sadece havaalanı transferleri ve şehir turu istemiştik, geri kalan zaman sadece bize ait olacaktı.

Evet, ilk gün, katedral gezisi, yok yok katedralin orasına giremeyiz, orası ekstra, küçük bir şehir turu, işte oteliniz burası. Güzel. Dedi ki İremtur Rehberi (ilerleyen satırlarda Rehber diye anılacak), benim düzenlediğim başka başka geziler de var, isterseniz onlara da dedi katılabilirsiniz dedi, buraya kadar gelmişken dedi Karlovy Vary’i görmeden gitmeyin dedi, tekne gezisine çıkmadan gitmeyin dedi, bir şato mutlaka görmelisiniz dedi, Çek gecesi yapmazsanız olmaz ha olmaz dedi.

Peki , aaaa ne kadar da iyi bir Rehber, ne kadar da sevecen, ne kadar da olumlu, ılımlı, sıcak dedik. Eee tabii ne de olsa İremtur dedik. Karlovy Vary adambaşı 55 Euro, diğerleri 40’ar Euro dedi, Rehber dedi, biz de düşünelim dedik.

Ertesi gün Karlovy Vary’ye gittik. Güzel. 110 Euro, iki kişiyiz ya, balayındayız.
Ertesi gün de, Şato. Güzel şatoydu, 80 Euro, ama şatonun bir bölümüne giremedik, anlamadım ama orası da ekstraymış. (Bu arada küçük bir kur ayarı. 1 Euro=30 Çek Kronu) 1 Krusovice birası ortalama 30 Kron yani 1 Euro) Yani her gezi bize aşağı yukarı 170-200 Ytl’ye, yani 3000 Kron civarı. Her neyse, balayı, harcama ayı, ayı.

Ertesi gün, tekne gezisine çıkacağız akşam, ama gezerken fark ettim ki, tekne gezileri 20 Euro civarında adam başı. Ama bizim Rehber neden bizden adam başı 40 Euro istedi ki? Herhalde bizim tekne daha güzel, daha şık, efendim daha ne biliiim daha elegance.

Cut. Tekne gezisi. Kırık dökük bir teknedeyiz. Yanımızdan canııım jazz tekneleri geçmekte, müzik gırla. Bizimkisi bir akerdeon, bir iki de keklenmiş Amerikalı. Kıllandım ya bi kere soracağım, balayı malayı dinlemedim, sordum kaptana, kaç Euro bu gezi dedim, dedi adam başı 20 Euro dedi, dedim 40 değil mi, söyledi yok yok! Skandal. Keklendiğimizin işaretidir.Dedim ilk içkiler de şirkettenmiş, dedi ki yalan, dedim Rehber’imiz dedi, söyledi yok yok!

Mesut bahtiyar otele döndük, ve ben resepsiyonda gözümüzün içine bakan şehir turlarının broşürlerini aldım, odaya çıktım, ki evet, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça. Ve demişti ki Rehber’imiz, bu arada kendileri bir Çek bayanla hayatını birleştirmiş ve artık Prag’da yaşayan bir Türk beyefendisidir, demişti ki “dışarıdayken, uzaktayken ülkenizden, ben bir tek Türklere güvenmem, siz de güvenmeyin!”

Ertesi gün, Çek gecesine, kendi kendimize gittik, ama ne gam! Eğlendik, bizi otelden aldılar, otele bıraktılar, neşeyle dans ettim, ettik, içtik, eğlendik.

Ve mutlu son! Sevgili rehberimiz son gün bizi otelden alacak ve havaalanına bırakacak. Onu bekliyoruz. Bu arada birkaç gün önce Rehber’e para verirken 10 Euro fazla verdim, bozuğu yokmuş, sonra hesaplaşırız dedi. Neyse, son dakikalar, oteldeyiz. Etrafta su gibi akan espresso’lardan içtik lobby’de, aman ne göriim Kron’um bitmiş. Resepsiyon’daki buz (burada tam da soğuk mealinde) gibi Çek bayan da almıyor Euro, alırım ama para üstünü Kron veririm diyor, ben diyorum ne yapayım Kronu gideceğim, o diyor Nuh, demiyor peygamber, dedim bekleyeyim rehberi, alt tarafı 2 Euro, yani 60 Kron, alırız ondan veririz dedim, öyle de oldu, geldi aldım verdim de ipimizi çözdü soğuk resepsiyonist.

Havaalanına geldik ama ben ağzımı açıp kızamıyorum adama, bir şey diyemiyorum bile. Tam arabadan ineceğiz, dedim bizim 10 Euro vardı, dedi üzerimde Euro yok, 28‘den bozarsak, 80 vermiştim, al sana 200 Kron. Karamba karambita!


Döndüm İremtur’a yazdım, dedim ki böyleyken böyle, halkla ilişkiler müdürüne, aman ne gam, ne cavap, ne alaka! Web sayfalarında anket yaptım, ne ses, ne seda!

Şimdi Rehber mi haklı, uşak mı, yoksa hizmetçi mi? Elbette o da kazanmalı ama, %100 mü? Ve ayrıca İremtur’a bu yakışır mı?


enderemiroğlu


Not: Hakkı’m nerde benim, onu arıyorum, kime ne demeliyim, ne yazmalıyım? Arkadaşlar, derdime bir çare.

Not2: Bu arada her şeye rağmen Prag mükemmeldi.

3 Comments:

Blogger Maksude Kılınç said...

Önce evliliğini kutlarım, sonra da kocaman bir öffffffffffffff derim.

Yetti artık bu salakça hizmet anlayışları. Şikayet etmek bir işe yaramıyorsa, bu haddini bilmezlerin alnı kabağına bir tane patlatmak mı lazım artık acaba?

Öf geçmiş olsun

25 Mayıs, 2006 13:21  
Blogger Kağan İşmen said...

Ahhh benim sevgili arkadaşım, burada o kadar bağırdık, yardımlaşalım, tecrübeleri paylaşalım dedik! Ama kime?

Kusura bakma ama sana müstahak:)

Bir mail atsaydın, bir sorsaydın bana, o güzelim Prag'da, hiç böyle tatsız şeyler yaşamazdın!

Prag seyahati için en uzman tur, Yeşil Elma'dır.
Prag'da yaşayan, çok samimi bir arkadaşım vardır.
Kendisi aynı zamanda orada rehberlik de yapmaktadır.
Arkadaşımdan öte, adam gibi adamdır. Hiç tanımasanız da, hizmetin en iyisini alırsınız! Asla arkanızı kollama refleksi yaşmazsınız. Ağırlıklı olarak Yeşil Elma ile çalışır.

Adı Müjdat Sönmez. Prag'a ekstra lezzet katacak kadar bilgili ve donanımlıdır. Görgülü ve insandır.

Bir kez daha... Burada bu tür tecrübelerimizi paylaşalım.
Sevgili Ender'in yaşadıklarını yaşamak kader değildir!
Bakmayın siz benim Roma hikayeme, tecrübeli bir gezginimdir! Bunun için daha çok kızgınım kendime zaten Roma için:)

Ama bir kere olur.

Şikayetler TÜRSAB'a! Ben ettim, peşini bırakmıyorum.

Geçmiş olsun:)

Sevgiler

Kağan İşmen

25 Mayıs, 2006 18:32  
Blogger Ender Emiroğlu said...

Konu kapanmıştı ama...

Yazmıştım, cevap geldi, ben de cevap yazdım. İlgisi ve nezaketi için Club İremtur'dan Ali Bey'e, Gülbin Hanım'a ve derdimi duyurdugum, duyurabildiğim Ortak Defter'e teşekkürler.


Ali Bey,

Reklam Yazarlaının Ortek Defter'i, reklam yazarlarının sorunlarını ve sıkıntılarını, iletişim kuracakları kişiyi bulamayınca, yazdıkları bir blog yani günlüktür.

Bahsi geçen konu, yani benim Prag seyahatim sonrası hiçbim mailime cevap gelmediği için yazdığım bir platformdur.

Evet, siz konuyla ilgilendiniz ve bana olayı iyice net bir şekilde izah edici bir metin gonderdiniz. Ben de ikna oldum.

Konu kapandı. Ama Ortek Defter'de arşiv özelliği olduğu için, ordaki metin sabit kaldı.

Ama, işin aslı şu ki, Ortak Defter, sektör profesyonellerinin bilgi ve deneyim birikimlerini paylaştıkları bir oluşumdur. Herhangi bir tur turizm, oluşum ya da yapılanmaya aracılık eden bir platform değildir.

Saygılarımle,

Ender Emiroğlu

06 Ağustos, 2006 17:24  

Yorum Gönder

<< Home