Pazar, Mayıs 07, 2006

Sözümüz özümüz mü?

Bugünlerde, Karaman’da yoğunlaşan bir dil etkinliği yaşanıyor. Karaman Türk Dil Bayramı... Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1277 yılında çıkardığı ünlü fermanın yıldönümü nedeniyle 46 yıldır kutlanan bir bayram Karaman Dil Bayramı. Ama gelin görün ki, bayram demeye bin tanık ister... Tıpkı, kimi illerimizin düşmandan kurtuluşu için her yıl yinelenen sokak müsamereleri gibi. Göstermelik birkaç toplantı, Karaman caddelerinde aklına gelenin eline bayrağı kapıp katıldığı geçit törenleri, yüce Türk Dili adına atılan anlamsız ve Türkçe’den uzak söylevler, daha da beteri, yine doğru Türkçe’yle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan kimi ünlülere verilen ödüller...

Oysa gönül isterdi ki bu bayram, Türkçe’nin bugün gereksinim duyduğu ilgiyi yaratacak güçte ve boyutta kutlansın, Karaman yerelinde kalmayıp, Türkiye genelinde yankı bulsun, konferanslar, tartışmalar, yarışmalar, sergiler birbirini izlesin, kamu kurumlarından bilim adamlarına, sanatçılardan iletişimcilere büyük katılımlar sağlansın, kitle iletişim araçları yoğun ilgi göstermek zorunda kalsın, dilimizin, içinde bulunduğu sorunlardan arındırılabilmesi için kalıcı çözümler üretilsin... Boşa bekledik, anlaşılıyor ki, hep boşa bekleyeceğiz.

Bütün bu olumsuzluklara karşın bu yılki kutlamalara yeni bir boyut kazandırabilmek amacıyla bir dizi film ve basın ilanı hazırlandı. Filmlerin RTÜK’ün sağlayacağı destekle televizyonlarda yayımlanması bekleniyor. Belki de yayımlanmaya başlanmıştır. Ama hiç kuşkum yok ki, bu filmler, televizyonların en az izlenen saatlerinde yasak savmak amacıyla üç beş kez yer alacak, o kadar... Türkçe’nin bugünkü duruma gelmesinde en büyük sorunu oluşturan kitle iletişim araçlarından ve özellikle de televizyonlardan başka ne beklenebilir ki?

Kenan Işık, Ayşenur Yazıcı, Ayşe Kulin, Hülya Koçyiğit, Can Gürzap, Nebil Özgentürk gibi ünlülerin de rol aldığı filmlerde, Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1277 yılındaçıkardığı fermandaki tümce güncelleştirilerek kullanıldı. Fermandaki tümce o günün diliyle şöyle: "Şimden geru hiç kimesne kapuda ve divanda ve meclis ve seyranda Türki dilinden gayrı dil söylemeye." Güncelleştirilen metinde ise “Bundan böyle, evde okulda, basında yayında, bilişimde sanatta, işte ve her yerde, güzel Türkçe kullanalım. Sözümüz özümüzdür.” deniliyor. Bu tümcedeki “güzel Türkçe”nin “doğru Türkçe” olması daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Nerde kaldı güzel Türkçe, doğru kullanalım yeter... “Sözümüz özümüzdür” ise, Türkçe konusunda bugüne kadar edilmiş en etkili ve en güzel söz... Ama anlayana.

İşte, “söz”ümüze bir türlü yansımayan, ya da tam tersi, birebir yansıyan “öz”ümüz konusunda sayılamayacak kadar çok ibret verici örnekten biri. Birkaç yıldır canlanan konut yatırımlarının ortaya çıkardığı

ibret tablosu.

Aktel Residence • Alice Village • Almondhill • Andromeda • Arkeon Evleri • Artell Forum • Atapark Residenc • Atrium Residence • Avangarden • Bautek Kuğu Evleri • Çamder Prestige Evleri • Dora Park • Diamond • Elysium Garden • Evidea • Fibalife Evleri • FMS Park Village • Fulya Residence • Highpark • Hillside • Incity • Istanbul Bis • Isthanbul Evleri • Kemer Hill • Kentplus • Main Towers Residence • Marenegro • Mashattan • Metrocity • Millenium Park • Misstanbul Evleri • Moontown • My Country • My World • Narcity • Natilus Residence • Neo Park • Palladium Residence • Pelican Hill • Pegasus • Residence • Polat Tower • Regnum Bargylia • Regnum Sky Residence • Rivera Runch • Riverside Ömerli • Sample City • Sealybria • Selenium Panorama • Selenium Twins • Selimdğlu Residence • Stargate • Suncity • Sunflower Evleri • Şelale Space Center • Terrace Fulya • Terrace İstanbul Villaları • Trend • Uphill Court • Villa Mare • Villawie • Yakacık Country • Yeshill

1 Comments:

Blogger Haluk Mesci said...

Bana da gönderildi. Belki siz görmüşsünüzdür bile. Sanırım Internette dolaşıyor. Ozan Atak yazmış...

"İlginç bir hikaye...

Vatandaş "Türk Osman" Osman Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra
banyoya geçti. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate diş macunu ile dişlerini fırçaladı. Rowenta saç kurutma makinası ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine 'cav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock muziği buldu. Agzina bir Polo şeker atti.

Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Oglen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Camel sigarasını yakıp Star gazetesini karıştırdı.

Aksam-üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp JB'sini yudumladı, sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi.

Hafta sonu eşi Münevver Hanımla Galleria'ya giden Osman Bey, Showroom'ları dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper blue jean satın aldı. Akşam evde bir gazetenin verdigi TV Guide'a göz atan Osman Bey,
kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programları izledi. Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk dili üzerine panel başladı. Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.

'Ne mutlu Türk'üm diyene!' diye gerindi ve uyudu. Hala da uyuyor."

09 Mayıs, 2006 19:56  

Yorum Gönder

<< Home