Pazartesi, Mayıs 15, 2006

Seyran Kuruyemiş


Öncelikle, "amacım dalga geçmek değil" diye belirteyim. (Biliyorum, hassas konular. O yüzden yazı böyle başladı.)

Bu fotoğrafı görür görmez, Denizli Atatürk Stadı'nda izlediğim önceki maçlara gitti aklım. Denizli, stadından tel örgüyü kaldırmış ilk ilimizdir ama Denizli'nin başka bir özelliği daha vardır; stadın çevresinde kuruyemiş satanlara "düşman" gözüyle bakılır. O kadar ki, "çekirdek yemeyin" diye anonslar bile yapılırdı. Bir ara stadın içinde çekirdek yemenin yasaklanması için girişimler olduğunu bile duyardım (dalga mı geçiyorlardı, ciddiler miydi bilmiyorum.)

Denizlili seyirci, maçı izlemeye gelirken çekirdeğini alır ve televizyonda izliyormuş gibi çekirdeğini/çiğdemini "çıtlayarak" maç seyreder. E doğal olarak ancak golden-gole [altın gol değil] sevinir-bağırır-çağırır. Denizlispor'un, kendi evinde oynadığı maçlarda "şaşırtmayan" mağlubiyetlerine rağmen deplasman maçlarında çok iyi performans sergilemesini ben buna bağlıyordum. Dünkü maç hariç. Dün, orada bir şeylerin değiştiğini gördüm.

Bu fotoğraf, Fenerbahçeli futbolcuların "ruh eksikliğinin" nereden kaynaklandığını gösteriyor bence. Denizli'nin meşhûr Seyran kuruyemişleriyle, maç stresi falan kalmaz. Şampiyonluk heyecanına da iyi gelir.

8 Comments:

Blogger Eda Çizioğlu said...

Dünkü maçta Denizli taraftarı pek çekirdek çitlemeğe gelmişe benzemiyordu.
Kaybettik çok üzgünüz, üzerimize gelmeyiniz

15 Mayıs, 2006 23:07  
Blogger Tayfun Kısacık said...

Tel örgüler demek çekirdek sayesinde kalkmış. Medeniyet falan hikaye yani. Elinde çekirdek olmayan Denizli taraftarı sahaya ne bulduysa attı.

16 Mayıs, 2006 14:00  
Blogger Başak Kanat said...

Vallahi ben çekirdeklerin tadını merak ettim... İstanbul'da yok mudur bu marka?

16 Mayıs, 2006 14:15  
Blogger Haluk Mesci said...

Bence yazıyı ve fotoğrafı yanlış okuyorsunuz FB'li kardeşlerim ! Maçta olanları düşünerek yazıyorsanız, bir daha düşünün : Bir şeyler atanların elinde sarı-kırmızı meşaleler yanıyordu !!!

Baksanıza, Seyran kuruyemişleri, bence frençesiyle 'pacifier' yani sakinleştirici işlev yüklenmiş aslında yıllarca. (Pacifier lafının aynı zamanda emzik anlamı da var, unutmayalım.)

He-heh.

16 Mayıs, 2006 14:42  
Blogger Erçin Sadıkoğlu said...

Ellerinde meşaleler içlerinde formalar...
Neyse :)

Bu görüntü karşılaşma anından da değil sanırım, izleyenler hatırlar Selçuk ve bizim ufaklıklar yedek klübesinde heyecanla maçı izliyorlardı.
(Denizli mi acaba gerçekten orası,
ondan da kuşkulandım) :)

Ayrıca, kesinlikle çekirdek yenmesi lazım,
ki sahaya yabancı madde atmaya fırsatı olmasın bu futbol severlerin !!!!

16 Mayıs, 2006 15:01  
Blogger Nurettin Yay said...

İçimden bişi yazmak gelmiyor, bu sene çabuk geçer umarım.Ortada bir travma var malesef biz yaşıyoruz, şans işte.
Anasonlu çekirdek varmı bari.

16 Mayıs, 2006 17:32  
Blogger Maksude Kılınç said...

Bir Galatasaray sempatizanı olarak bu takımın taraftarından utandım, önce bunu söyleyeyim. Gördüğüm kadarıyla aramızda Fenerliler de çoğunlukta. Fener taraftarını da en fanatikler olarak değerlendirdim, eksik bilirmişim.

Ajans binamızın karşısında İzmir Fenerbahçeliler Derneği lokali var. İzmir'de oynanan Beşiktaş maçı öncesi trafikte yaşananları ve yaşatılanları anlatamam. Otomobilleri durdurup korna basma zorunluluğu getirdiler. Öyle böyle değil, kentin göbeğinden, Cumhuriyet Meydanı'ndan söz ediyorum.
O meşum gece, galibiyet ya da yenilgi belli olduğunda, sokaktan geçen Galatasaray taraftarlarına balkondan bira şişesi atmışlar. Buna tepki veren Galatasaraylılar da olay çıkartmış. Hadi bakalım, polis gelmiş, hepsini coplamış. İnsanlar o gece manyak gibi böğürerek sokakları turladılar.

Nedir bu tanrı aşkına? Neler oluyor? Sevinmesini bile bilemeyen memleketim insanları bu işin tadını iyice kaçırdı.

Hangi takım için olursa olsun, taraftarlar bireysel eksikliklerini böyle mi tamamlıyorlar? Giderek ülkeyi bir de Fenerli-Galatasaraylı diye ikiye mi ayırıyoruz? Karşıyaka girişinde (ki Karşıyaka'nın Göztepe gibi renkleri olan Galatasaray'ı genel olarak pek tutmadığı bilinir) Galatasaray taraftarlarını durdurup büyük rahatsızlıklar verilmiş.

Bunlar, yaşayanlardan duyduklarım. Duymadıklarım neler? Duyarsam daha çok utanacağım ve üzüleceğim kesin.

Bu arada anasonlu çekirdek fikri gayet güzel. Feci alışkanlık yapabilen çekirdek/ciğdem gerçekten emzik gibi yapışır insana, uyuşturur. Bir de anasonu ile insanları kendinden geçirmesi gayet iyi fikir. O zaman işte sahaya öteberi atmaya halleri kalmaz bu haddini bilmezlerin.

17 Mayıs, 2006 13:27  
Blogger Kağan İşmen said...

-Gördüğüm kadarıyla aramızda Fenerliler çoğunlukta- demişsiniz de, bir merhaba diyeyim dedim!

Valla ben Galatasaray'lıyım:)
Çok iyi biliyorum ki, sevgili ustam Oğuzhan Akay da Galatasaray'lıdır blog'da. Yanlış hatırlamıyorsam Emrah Akay da öyle...

Yok yani bir çoğunluk, azınlık durumu:)

Geçen sene de biz aynı ruh halindeydik, geçiyor!
Bakın şampiyon bile olduk:)

Sevgiler herkese

Kağan İşmen

18 Mayıs, 2006 12:45  

Yorum Gönder

<< Home