Bu bir davettir
Bir nevi mağara adamı olmama rağmen bu aralar sosyalleşme ihtiyacı duyduğum içindir ki, Cumartesi günü saat 15.00 itibariyle Nişantaşı'nın güzide mekanı Zihni'de olacağım. "Bu nedir böyle Çarşamba gecesi Çarşamba gecesi?" dediğinizi duyar gibiyim ve plan için biraz geç olduğunun farkındayım ama çok yalnız olduğum şimdi aklıma geldi. Gelirseniz ve sabahın o saatinde Efes Dark veya Jack & Coke içen birini görürseniz o benimdir, çekinmeden "Aaaa, İnci Vardar sen misin yani?" diyebilirsiniz.
Sayın Haluk Mesci; oluşturduğunuz ve bizlere devrettiğiniz blog'unuzu hala takip ediyorsanız haberiniz olsun, başımızın üstünde yeriniz var.
Sayın Bülent Şentay; belki gençler paylaşmak istemiyor değildir. Gayri-resmi bir ortamda denemeye değmez mi dersiniz?
Pek sevgili Murat Kaya; çeşitli yazılarınız için nefis malzemeler çıkarabilirsiniz sanıyorum. Bilemiyorum fazla söze gerek var mı?
Burak'cığım Mağralı; biraz alkol ve biraz muhabbetin eksikleri tamamlayacağını umuyorum.
Sevgili Maksude Kılınç; İstanbul'da olmadığınızı biliyorum ve zorlamak istemiyorum ama hafta sonu yolunuz düşerse yeriniz hazır.
Sayın Hatice Üzgül; sizin için depreşmiş diyorlar. Açılırsınız belki diyorum ben de.
Sayın Burak Kargın ve Çağlayan İbiş; son zamanlarda yazdıklarınızla ne kadar ilgimi çektiğinizi şimdiye kadar belirtmedim ama aklınızda bulunsun.
Sayın Nokta Çelik; tanışmıyor olsak da isminizin ister istemez aklımda kalması bir tesadüf olamaz. Günün birinde aklımı kaçırıp çocuk yaparsam böyle bir isim vermek isterim ama önce asıl isim sahibine ne kadar benzeyebileceğini görsem fena olmaz.
Diğer tüm tanımadıklarım veya tanıdığımı hatırlamadıklarım; özel davet beklemeyeceğinizi umarım. Alelacele düzenlenmiş olsa da eğlenceli bir buluşma olacakmış gibi bir his var içimde.