Perşembe, Ocak 24, 2008

Et

15 sene önce bir tatil günü. 10 yaşındayım, doğal olarak çizgi film izlemek istiyorum ama mümkün değil. Haberler açılmış, önemli bir durum var. Gazeteciyi öldürdüler diyor TRT spikeri, annemin gözleri ekranda. Babam giriyor dış kapıdan, elinde Cumhuriyet gazetesi ve bir somun ekmek. Sosyal demokrat, sabah duyar duymaz ilk iş gitmiş gazetecinin evine oradan geliyor. "Et kokuyordu sokak" diyor. Et. Araştırmalara verilen bir ömür, aydınlatmaya adanmış uzun karanlık gecelerin sonucu bu. Yanık et kokusu.

15 sene geçti aradan, 25 yaşındayım. Doğal olarak Sünger Bob izliyorum tatil sabahları. Ama hatırlıyorum o günü, ne olmuştu. Et kokusunu almamıştım ama onu da hatırlıyorum sanki. Ama gazeteciyi kimin parçalara ayırdığını hatırlamıyorum. Duymadım çünkü, kimse duymadı, kimse bilmedi. Aradan geçen sürede et listesine yeni gazeteciler eklendi. Bir kamyon Mercedes'e çarptı, gazeteci haklı çıktı. Mercedes'ten devlet-polis-mafya ve makineli tüfek çıktı, ertesi sene makineli tüfekli Audi'de asla bulamayacağınız aksesuarlar ilanı çıktı. Gazetecinin, gazetecileri gerçek katilleri çıkmadı, çıkarılmadı. Konuşması gerekenler sustu, konuşmadı.

Aynı sesler dün de konuşmadı. Kız arkadaşımın çalıştığı uluslararası kalkınma programı ofisine dün gece bir araba yanaşınca. İçinden maskeli adamlar inip de içeriye dalmaya çalışınca. Güvenlik görevlisi telefona uzanıp yardım isteyince. Sustular. Gelmediler. Adamlar içeriye girmeden, giremeden gittiler. Ya girselerdi? Ya sabah gelselerdi? Öğle saatleri nasıl mesela? Et mi kokmalıydı ortalık yine? Kokuya gelirlerdi belki. Ve Kemal Paşa'nın dediği gibi; geldikleri gibi giderlerdi.

Uyumamalıyım. Nerede yaşadığımı unutmamalıyım, unutturmamalıyım.

Pazartesi, Ocak 21, 2008

Rüya

Dün gece Ortak Defter'i rüyamda gördüm. Cidden:) Rüyada defter görmek, yazmanın habercisi olsa gerek heh he.

Dün haber sitelerinden birinde Bilim-Teknik dergisine gönderilen soruların yanıtarını okumuştum. Biri rüyayla ilgiliydi. Şimdi onu aradım internette. Ama rüya kelimesini girince yüzlerce yorum sitesi çıkıyor. Ben de Vikipedi'ye bakayım dedim. Ve rüyamın sebebini buldum:) Neden ve kaynaklarına göre rüyalar çeşit çeşit. Aklımın bir köşesinde durmadan dolaşan tilkilerden biri Ortak Defter'le ilgili. Benimkisi şu sınıfa giriyor bu durumda:

(Daha ayrıntılı bilgi için http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%BCya)

Psikofizyolojik Kaynaklı Rüyalar (alelade rüyalar):
  • A-Psikolojik kaynaklı rüyalar: Psikolojide kabul edilen bilinçaltından kaynaklanan rüyalardır. Bunlar, genellikle heyecanlar, sıkıntılar, korkular, bastırılmış duygular vs’den kaynaklanan rüyalardır. Ruhu ya da zihni fazlasıyla meşgul eden maddi veya manevi bir sorun, uyumadan önce konuşulan bir konu ya da görülen bir film de bu tür rüyaların görülmesine neden olabilir; ayrıca söz konusu soruna ait bazı fikir ve imajlar, görülmekte olan diğer türden rüyaların içine zaman zaman parazit olarak kayabilirler.
Güzel rüyalarınızın gerçek olması, kötülerinin tersine çıkması dileğiyle:)

Pazartesi, Ocak 07, 2008

Aşağılık duygusu başka nasıl dışa vurulabilir ki...



Uluslararası düzeyde markalar üretmiş büyük bir grupla (Eczacıbaşı), bu ve benzeri markalara öncülük etmiş bir sektörün meslek kuruluşunun (Reklamcılar Derneği) böylesine bir aşağılık duygusu sergilemeye hakkı var mı bilemiyorum. Ve, bu duruma alet olan bir derneğin artık üyesi olmadığım için de kendimi mutlu hissediyorum.

Sadık Yemni

İçinizde Sadık Yemni okuru var mı?

Eğer okumayanlarınız varsa, hele bir de fantastik/düşsel okumaktan hoşlanıyorsanız, mutlaka tanımalısınız derim. Yazarın kitap serüveni onbir yıl önce Muska ile başladı. En son kitabı Durum 429 ile yanılmıyorsam dokuz kitaba erişti.

"Ne tembel bir yazar yahu, bir türlü yeni kitabı çıkmıyor" deyip hayıflandığım yazarlardan biridir Yemni. Bunu yazara ilettim ve hemen cevabı geldi, "bekle, martta yeni bir kitap geliyor!"... Sevindim. Bekleyenler varsa haberi olsun.