Reklam, Reklamcı, Reklam Ajansı, Reklamveren Üzerine Başlıksılar...
Efendim, bu yazıyı 1984 veya 1985'te yazmışım, Rapor gazetesi reklam ekinde yayınlamışım.
- Paranız varken, stokunuz yokken, zamanınız çokken reklam yapmaya bakın.
- Reklamın ucuzu pahalıdır. Asıl faturayı sonra ödersiniz.
- Reklam yapmak, karnıyarık yapmak gibidir: Malzemesini, mesarifini esirgersen tatsız olur. Kimse yemez.
- Reklam yazıldıktan sonra reklam yazarına akıl veren çok olur.
- Her dönemde, kötü reklamların sayıları toplamı, iyi reklamların sayıları toplamından fazladır.
- Bir ülkede kötü reklam yaptırma ve yapma eğilimi, o ülkede matematikten sınıfta kalma eğilimiyle doğru orantılıdır.
- ‘Ben bu reklamı anlamadım’ demek yiğitliğini gösteremeyenler, ‘halk bu reklamı anlamaz’ demeyi çok iyi bilirler.
- Reklam ajanslarının bazısı ‘pazarlama’ bilir, bazısı ‘pazarlık’.
- Zaten reklamverenin bazısı da ‘pazarlama’ konuşmadan önce ‘pazarlık’ konuşur, ajansını öyle seçer.
- Her reklamveren, layık olduğu reklam ajansını bulur.
- Reklam ajansı seçerken, ‘bir çalışma yapın da yaklaşımınızı görelim’ diyenlere, aklı başında her reklam ajansı, ‘yaklaşımınızı
gördükten sonra, çalışmasak daha iyi olur’ demelidir.
- Olması gereken, pazarlama bölümünüzle reklam ajansınızın birlikte çalışarak ‘iş’ yapmalarıdır. Eğer pazarlama bölümünüz, daha çok çalışarak, ajansınızın işini yapmak zorunda kalıyorsa, ajansınızı kovun. Yok eğer reklam ajansınız daha çok çalışarak pazarlama bölümünün işini de yapmak zorunda kalıyorsa, başınızı iki elinizin arasına koyun.
- ‘Reklamcılığı sevimiyorum ama…’ diyen bir tek kişi bile çalıştırıyorsa, o reklam ajansından kaçın. İşini sevmeyen, sevilecek işler yapamaz.
- Paranız varken, stokunuz yokken, zamanınız çokken reklam yapmaya bakın.
- Reklamın ucuzu pahalıdır. Asıl faturayı sonra ödersiniz.
- Reklam yapmak, karnıyarık yapmak gibidir: Malzemesini, mesarifini esirgersen tatsız olur. Kimse yemez.
- Reklam yazıldıktan sonra reklam yazarına akıl veren çok olur.
- Her dönemde, kötü reklamların sayıları toplamı, iyi reklamların sayıları toplamından fazladır.
- Bir ülkede kötü reklam yaptırma ve yapma eğilimi, o ülkede matematikten sınıfta kalma eğilimiyle doğru orantılıdır.
- ‘Ben bu reklamı anlamadım’ demek yiğitliğini gösteremeyenler, ‘halk bu reklamı anlamaz’ demeyi çok iyi bilirler.
- Reklam ajanslarının bazısı ‘pazarlama’ bilir, bazısı ‘pazarlık’.
- Zaten reklamverenin bazısı da ‘pazarlama’ konuşmadan önce ‘pazarlık’ konuşur, ajansını öyle seçer.
- Her reklamveren, layık olduğu reklam ajansını bulur.
- Reklam ajansı seçerken, ‘bir çalışma yapın da yaklaşımınızı görelim’ diyenlere, aklı başında her reklam ajansı, ‘yaklaşımınızı
gördükten sonra, çalışmasak daha iyi olur’ demelidir.
- Olması gereken, pazarlama bölümünüzle reklam ajansınızın birlikte çalışarak ‘iş’ yapmalarıdır. Eğer pazarlama bölümünüz, daha çok çalışarak, ajansınızın işini yapmak zorunda kalıyorsa, ajansınızı kovun. Yok eğer reklam ajansınız daha çok çalışarak pazarlama bölümünün işini de yapmak zorunda kalıyorsa, başınızı iki elinizin arasına koyun.
- ‘Reklamcılığı sevimiyorum ama…’ diyen bir tek kişi bile çalıştırıyorsa, o reklam ajansından kaçın. İşini sevmeyen, sevilecek işler yapamaz.
3 Comments:
Blogumun başında "Pazar-lama basiretli insanların ilmidir." yazar.
1984 'teki basiretinize hayran olmamak mümkün değil. Yazılanlara bakılırsa, evrensel değerler gibi. Değişen bir şey yok:)
Haluk Bey yazınızı okurken son cümlede mesleğe başladığım ajansın başkanı geldi aklıma. Herhangi bir iş hakkında konuşurken nüktedan bir şekilde, gülümseyerek " Siz reklamcılar, hepiniz yalancısınız!" der kendini sıyırırdı reklamcı zümresinden. Sanıyorum sebebi kendisini profesyonel yönetici, bizleri de reklam profesyoneli olarak görmesinin esprili bir tezahürüydü. Buradan Mustafa Erdem'e de selamlar.
South Park'ın bir bölümünde Cartman, dünyada görebileceği en komik şeyi gördükten sonra bir daha nasıl güleceğini merak ediyordu..
Haluk Abi, bize yazacak hiçbir şey bırakmamışsınız ki..
Yorum Gönder
<< Home