Çarşamba, Ocak 18, 2006

Sefa geldim.

HM dedi: Sen niye yoksun Ortak Defter’de? Dedi.
Anonslar yazıyordum uzunca zamandır. Garip anonslar. Onları bari anons edeyim, dedim. Olur, dedim. Geçtikleri yerlerle anılan ve fakat garip isimli, ‘Dandanakan Savaşı, Sırpsındığı Savaşı, Miryakefalon Savaşı gibi savaşlardan sonra, Lozan Antlaşması ne güzel de karizmatik duruyor, diye düşündüm sonra. Sesimi kalınlaştırarak Lozan Antlaşması, dedim. Sonra bu durumu konuyla ilgili bulmayıp, konuya girdim. Örnek bir iki:
‘Sigarayı bırakamıyorsanız, bari içinize çekmeyiniz.’ Gibi.
‘Fotoğraf çekilirken, arkadaşlarınıza ve/ya da sevdiklerinize yaptığınız ikiparmaktavşankulağı espirisini Avrupa Birliği Dönem Başkanları Hatıra Fotoğrafı’nda yapmaya kalkmayınız, zevzek sanırlar sonra.’ Gibi.
‘Lütfen küçük çocuklarınızı savaş pistinden çekiniz.’ Gibi.
‘Türkçe burkulgandır. Lütfen dik tutunuz, nemli bezle silmeyiniz.’ Gibi.
‘Eczane vitrinlerindeki ‘Arı Sütü Var. Polen Geldi. Grip Aşısı Geldi.’ türündeki yazıları ilaç reklamı sanmayınız.’ Gibi.
‘Lütfen yakınlarınıza uzaktan kumanda vermeyiniz, aranız açılır.’ Gibi.
‘Her şeyi bitişik yazmaktan gocunmayana, de’leri-da’ları ayırmamak 'ta' mübahtır.’ Gibi.
‘Verdiğimiz rahat(lı)lıktan dolayı huzur dileriz.’ Gibi.
Gibi.
Gibi. Tek başına kalınca ne kadar tuhaf duruyor değil mi?
Bazı sözcükleri yalnız yazın, bakın. Derinleşiyorlar, resim oluyorlar.
Vida, mesela. Vida.

1 Comments:

Blogger Haluk Mesci said...

Tansu, sefa geldin dostum.
: )
Sakın kesme yazmayı. Yaz.
Düşle, düşlet, düşündür.
Aydınlat.
Kızıştır. Kızdır gerekiyorsa. Kız veya.
Güldür.
Gülaydın'a yakışır.

18 Ocak, 2006 14:00  

Yorum Gönder

<< Home