Salı, Temmuz 05, 2005

BEN OLSAM...

Ben olsam...

Kitapta daha önce başka yerlerde yayınlanmış “yazılara” bu kadar fazla sayfa ayırmazdım.

Kitabın kahramanının yaşamına daha uygun düşeceği için daha akıcı bir dil kullanırdım.

Daha çok tanıklığa yer verirdim.

Kitabın belgesel niteliğini güçlendireceği için daha fazla sayıda iş örneği koyardım.

Fotoğrafların bazılarını daha büyük değerlendirirdim.

Kahramanın zaman içindeki gelişiminin layıkıyla kavranabilmesi için kendisiyle yapılmış röportajlara ilişkin arşiv taramasının sınırlarını daha geniş tutardım.

Yazmayı tamamladıktan sonra kitabın dosyasını “düzeltmesi” için kitabın kahramanına okutmazdım.

Ersin Salman’ı anlatacak bir kitabı kendisiyle -hiç değilse makul bir süre- işin mutfağında da birlikte olmuş bir meslekdaşının yazmasını tercih ederdim.

1 Comments:

Blogger Bülent Şentay said...

HEM YAZDIM HEM YORUMLADIM!

İzin verirseniz, kendi yazıma ilk yorumu yine kendim ekleyeceğim. Zira yanlış anlaşılmak istemiyorum.

"Ben Olsam" başlıklı yazıyı Kemal Sezer'in Reklamcılık Vakfı yayınlarından çıkan Ersin Salman kitabına dikkat çekmek, daha da ötesi okumayanlara kitabı merak ettirmek için yazdım (bilerek ve isteyerek teaser yaptım yani). Çünkü kitapla ilgili olarak birkaç gazetenin hafta sonu eki dışında kimseden çıt çıkmadı. Onlar da Ece Bar'daki tanıtıma katılan "ahbapların" ayarladığı ve magazine yaslanan röportajlardı ne yazik ki... Oysa, bazı eksikliklerine rağmen (bence) Sezer'in çalışması son derece önemli ve değerli. Lütfen okuyalım ve tartışalım. (Örneğin, Haluk Mesci'nin bu konuda belki de kitaba bir kitap daha ekleyecek yoğunlukta anısı/görüşü/yorumu vardır diye düşünüyorum.

Bu arada kendi yazısına yine kendisi yorum katan ilk üye olarak "Reklam Yazarlarının Ortak Defteri" nin tarihine geçmiş olsam da asla şımarmayacağımı bilmenizi isterim!

05 Temmuz, 2005 23:39  

Yorum Gönder

<< Home