Salı, Mart 08, 2005

-Boşluk-

Boşluk duygusu. Tek harf vurulmayan, vurulmayacak, uçsuz bucaksık bir beyazlık. Karanlık ya da. Gezegenleri, güneşleri, kuyruklu yıldızları boşaltılmış, kapkara bir yokluk. Olmayış. Olamayış. Genleşmeyen, genişlemeyen, gelişmeyen. Zorla, zoraki, zora giden.

Ortak (!) Defterin verdiği duygular, bunlar.

3 Comments:

Blogger Tayfun Kısacık said...

Bekliyorum... Her sabah geliyorum, internete bağlanıyorum, bakıyorum. Kimler neler yazmış merak ediyorum. Göremiyorum.
Her gün, günboyu blog'da bekliyorum iştahla, heyecanla. Her sabah geliyorum, internete bağlanıyorum, bakıyorum. Kimler neler yazmış merak ediyorum. Göremiyorum. Her gün, günboyu blog'da bekliyorum iştahla, heyecanla. Her sabah geliyorum, internete bağlanıyorum, bakıyorum. Kimler neler yazmış merak ediyorum. Göremiyorum.
Her gün, günboyu blog'da bekliyorum iştahla, heyecanla.

Ben her gün buradayim... Beklerim.

08 Mart, 2005 21:38  
Blogger Nokta Çelik said...

Bir de şöyle düşünelim. İçselleştirmek, sahiplenmek için biraz zamana ihtiyaç var. Ya da hava-civa yazmamak için biriktirmeye...

Veya bu ilk adımların temel olduğunu düşünelim. Sağlam olması için Mimar Sinan 4 kış kar yağmasını beklermiş.

Ayrıca Tayfun arkadaşım, her şeyi devletten beklememek lazım değil mi:)

09 Mart, 2005 11:16  
Blogger Önder Öncel said...

Kimse kusura bakmasın. Ben çok sahiplendim. Yazısını okudğum herkesi kırk yıllık dostum gibi hissediyorum. Rahatlaya rahatlaya bir hal oluyorum. Keyfim yerine geliyor ne yapacağımı şaşırıyorum. Bütün günümü seyir defterine kaydetmek istiyorum da hava-civa yazmayayım diye biriktiriyorum, okuyorum, gözlüyorum, öğreniyorum.Yazacaksam dişe dokunur olsun istiyorum. Temel de sapasağlam, kaç kara kış görmüş, içine insan lazım:))

10 Mart, 2005 17:05  

Yorum Gönder

<< Home