Reklam gerçeğin karşısında mı?
Hafta sonu gazetelerde Petrol Ofisi’nin tam sayfa ilanları yayımlandı. Başlık,
HAYAL DEĞİL. OYUN DEĞİL. REKLAM DEĞİL. GERÇEK.
İlanı görünce 34 yıl önceye gittim. Eskiler anımsar, 70’li yılların başında reklam ajanslarıyla gazeteler bir araya gelerek “Reklamcılar Birliği”ni oluşturmuştu. Dernekleşmeye gidemeden yok olan girişim, yanlış anımsamıyorsam 71’in başlarında Tarabya Oteli’nde iki gün süren bir toplantı düzenlemişti. Benim de Ankara’dan katıldığım toplantıda kimler yoktu ki... Erol ve Haldun Simavi’den Eli Acıman’a, Afif Erdemir’den İzidor Barouh’a, Affan Başak’tan Rıdvan Menteş’e, daha kimler kimler... Bir yabancı uzmanın da konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, ağırlıkla reklamın inandırıcılığı ve reklamcılığın saygınlığı üzerinde durulmuş, konuyla ilgili ilkelerin yer aldığı bir de bildiri yayımlanmıştı.
Toplantıdan birkaç hafta sonra, Reklamcılar Birliği’nin girişimcileri arasında yer alan İlancık’ın, Yeni Karamürsel Mağazaları için hazıladığı bir ilan Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanmaya başladı. Başlık, “Reklam değil hakikat!”ti. Reklamcılığa henüz burnunu sokmuş biri olarak durumdan çok alınmış, Birlik Başkanı Rıdvan Menteş’e zehir zemberek bir mektup yazarak olayı kınamış ve İlancılık’ın cezalandırılmasını istemiştim. İlan iki gün sonrda yayımdan kaldırıldı, Rıdvan Menteş de, Birliğin tüm katılımcılarına, durumu kınadığını belirten bir yazı gönderdi. Bu arada bir mektupla da bana teşekkür etti.
Hey gidi günler hey... Aradan 35 yıl geçti, şimdi bir reklamcı(!) daha bindiği dalı kesiyor. Güncel deyimiyle, ayağına kurşun sıkıyor.
HAYAL DEĞİL. OYUN DEĞİL. REKLAM DEĞİL. GERÇEK.
İlanı görünce 34 yıl önceye gittim. Eskiler anımsar, 70’li yılların başında reklam ajanslarıyla gazeteler bir araya gelerek “Reklamcılar Birliği”ni oluşturmuştu. Dernekleşmeye gidemeden yok olan girişim, yanlış anımsamıyorsam 71’in başlarında Tarabya Oteli’nde iki gün süren bir toplantı düzenlemişti. Benim de Ankara’dan katıldığım toplantıda kimler yoktu ki... Erol ve Haldun Simavi’den Eli Acıman’a, Afif Erdemir’den İzidor Barouh’a, Affan Başak’tan Rıdvan Menteş’e, daha kimler kimler... Bir yabancı uzmanın da konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, ağırlıkla reklamın inandırıcılığı ve reklamcılığın saygınlığı üzerinde durulmuş, konuyla ilgili ilkelerin yer aldığı bir de bildiri yayımlanmıştı.
Toplantıdan birkaç hafta sonra, Reklamcılar Birliği’nin girişimcileri arasında yer alan İlancık’ın, Yeni Karamürsel Mağazaları için hazıladığı bir ilan Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanmaya başladı. Başlık, “Reklam değil hakikat!”ti. Reklamcılığa henüz burnunu sokmuş biri olarak durumdan çok alınmış, Birlik Başkanı Rıdvan Menteş’e zehir zemberek bir mektup yazarak olayı kınamış ve İlancılık’ın cezalandırılmasını istemiştim. İlan iki gün sonrda yayımdan kaldırıldı, Rıdvan Menteş de, Birliğin tüm katılımcılarına, durumu kınadığını belirten bir yazı gönderdi. Bu arada bir mektupla da bana teşekkür etti.
Hey gidi günler hey... Aradan 35 yıl geçti, şimdi bir reklamcı(!) daha bindiği dalı kesiyor. Güncel deyimiyle, ayağına kurşun sıkıyor.
3 Comments:
Burada acaba Opet reklamındaki Peluş karakterinin "bunlar reklam kokan hareketler" sözüne bir atıfta bulunmayı düşünmüş olabilirler mi?
Ben aynı reklamda başka bir şeye daha çok kızdım: İstiklal Marşı...
Açıkçası İstiklal Marşı'nı duyduğumda ben de irkildim. Kızgınlıkla şaşkınlık arasında gidip geldim. Ne diyeceğimi bilemedim. Her şeyi kutsayıp, dokunulmaz ve ulaşılmaz hale getirmek taraftarı olmadım hiçbir zaman. Ama bu ulus için çok şey ifade eden marşımızın, reklamda kullanılması da saygısızlık ve sömürü gibi geldi bana...
Sözcüklerin içini boşalttık, bari değerlerimizi rahat bırakalım.
Yorum Gönder
<< Home