Salı, Nisan 25, 2006

Gerçek sanatçı ve alçakgönüllülük...

Geride bıraktığımız pazar günü ünlü sanatçımız Suna Kan'ın eşi değerli insan Atilla Sönmez'in ölüm haberini televizyondan izledim. Atilla Sönmez'i DPT'de görevli olduğu yıllarda yakından tanıma fırsatı bulmuştum. 60'lı yıllardaki planlı kalkınma döneminin en önemli adlarındandı. Ölümünün verdiği acıdan daha çok, eşi Suna Kan'ın davranışı beni alabora etti.

Suna Kan, onlarca yıldır birlikte yaşadığı eşinin ölüm gününde bile görevini yerine getirmiş, daha önce programlanmış olan konsere çıkmıştı. Konserin, eşinin ölümüyle ilgili haberde yer alan kısa bölümünde, yüzündeki acı dışında hiçbir şey belli değildi. Konser sonrasında gazeteciler, bu konsere nasıl çıktığını ve neler hissettiğini sorduklarında da şuna benzer bir yanıt verdi: "Biz oyuncular, şarkıcılar ve çalgıcılar böyle koşullarda da görevimizi yerine getirmeliyiz. Başka türlü davranamayız..." Acı acı gülümsedim. "Oyuncular", "şarkıcılar" ve "çalgıcılar"... Kendini "sanatçı" olarak tanımlamayacak kadar, inanılmaz bir alçakgönüllülük... Bu duygu çalkantısı içinde aklıma, bugün kendini sanatçı sanan kimi yaratıklar ve onları sanatçı sayan kimi zavallılar geldi.

Benzer bir duruma 50'li yılların sonunda Ankara'da da tanık olmuştum. Müşfik Kenter, tarihi Türkocağı binasındaki Üçüncü Tiyatro'da Dünkü Çocuk adlı bir komedide başrol oynuyordu. O gün babasını yitirmişti. Oyunu, en küçük bir falso vermeden tamamladı ve salonu kahkahalara boğdu. Oyunun sonunda sahne çiçeklerle dolmuştu ve alkışlar durmak bilmiyordu. Alkışlayanlar arasında göz yaşlarını tutamayanlar da vardı.

Düşünüyorum da, içinde yaşadığımız dönemde, o kendine utanmadan sanatçı diyenlerden biri, bırakın babasını, annesini, eşini, bir yakını yitirse bile neler neler olur?.. Ötesini anlatmaya gerek duymuyorum.

Düşünüyorum da, içinde yaşadığımız dönemde, o kendine utanmadan sanatçı diyenlerden biri, bırakın babasını, annesini, eşini, bir yakını yitirse bile neler neler olur?.. Ötesini anlatmaya gerek duymuyorum.

1 Comments:

Blogger Nokta Çelik said...

Anlattığınız örnekler işe saygı ve profesyonelliği gösteriyor ama böyle önemli kayıplarda programını iptal eden herkesi anlayışla karşılarım.

27 Nisan, 2006 23:13  

Yorum Gönder

<< Home