14 Ekim 2005 Radikal'den, Hakkı Devrim'in bölümünden : "Adlar"
"Yabancı adların imlası konusunda okurum Cem Say'ın hepimizi ilgilendirecek gözlemleri var.
Latin alfabesi kullanan yabancı dillerdeki özel adları, kendi dilindeki imlasıyla yazıyoruz. Latin alfabesi kullanmayanların adlarınıysa Türkçe okunduğu gibi... Fakat bu kurala Radikal dahil hiçbir yayımda uyulmuyor. Örnekler vereyim. Milanolu futbolcunun adı Kaka yazılıyor, oysa «a»ların birinde aksan var. Norveç şehri Tromso'nun son harfi «çizgili o»dur. Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın Aliyev adının ilk harfi ters dönmüş «e» olmak gerekir (Azerice de artık Latin alfabesi kullanıyor).
Bir de ters yönde yapılan hatalar var: Rus adı Şarapova'yı Sharapova diye yazanlar oluyor. Çince bütün yer ve insan adları nedense İngilizce yazılıyor. Yabancılar bizim adlarımız konusunda dikkatsiz. Gazetelerinde Erdoğan'ın «yumuşak g» ile yazıldığını görürsem kurban keseceğim. Aslında bilgisayar teknolojisi bütün bu adları doğru yazma imkânını sağlar, ama bunun için de herkesin aynı sisteme geçmesi gerekir. Sizce ne yapmalı? Doğruda mı ısrar etmeli, yoksa kuralı değiştirerek bütün yabancı adlar Türkçe okunduğu gibi yazılır diye, kuralı bir kere daha mı değiştirmeli?
– Bizde olmayan üç harfi (q, w, x) kullanarak Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca adların hemen tamamını yazabiliyoruz; aksanlar ve trema gibi noksanları da görmezden geliyoruz. Tarihimizden gelen ve kullanma sıklığı çok olan adları da okunduğu gibi yazıyoruz.
Biraz daha böyle gidelim. Yakın bir gelecekte AB ülkelerinin bu konu üzerinde yeniden durup, ortak kararlara varması beklenebilir. (Benimsenmiş alfabelerle yan yana kullanılacak, AB özel adları için gerekli bir ek alfabe gibi).
Bakın Çinliler Pinyin Alfabesi ile bu konuyu kesin karara ve uygulamaya bağladılar."
Latin alfabesi kullanan yabancı dillerdeki özel adları, kendi dilindeki imlasıyla yazıyoruz. Latin alfabesi kullanmayanların adlarınıysa Türkçe okunduğu gibi... Fakat bu kurala Radikal dahil hiçbir yayımda uyulmuyor. Örnekler vereyim. Milanolu futbolcunun adı Kaka yazılıyor, oysa «a»ların birinde aksan var. Norveç şehri Tromso'nun son harfi «çizgili o»dur. Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın Aliyev adının ilk harfi ters dönmüş «e» olmak gerekir (Azerice de artık Latin alfabesi kullanıyor).
Bir de ters yönde yapılan hatalar var: Rus adı Şarapova'yı Sharapova diye yazanlar oluyor. Çince bütün yer ve insan adları nedense İngilizce yazılıyor. Yabancılar bizim adlarımız konusunda dikkatsiz. Gazetelerinde Erdoğan'ın «yumuşak g» ile yazıldığını görürsem kurban keseceğim. Aslında bilgisayar teknolojisi bütün bu adları doğru yazma imkânını sağlar, ama bunun için de herkesin aynı sisteme geçmesi gerekir. Sizce ne yapmalı? Doğruda mı ısrar etmeli, yoksa kuralı değiştirerek bütün yabancı adlar Türkçe okunduğu gibi yazılır diye, kuralı bir kere daha mı değiştirmeli?
– Bizde olmayan üç harfi (q, w, x) kullanarak Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca adların hemen tamamını yazabiliyoruz; aksanlar ve trema gibi noksanları da görmezden geliyoruz. Tarihimizden gelen ve kullanma sıklığı çok olan adları da okunduğu gibi yazıyoruz.
Biraz daha böyle gidelim. Yakın bir gelecekte AB ülkelerinin bu konu üzerinde yeniden durup, ortak kararlara varması beklenebilir. (Benimsenmiş alfabelerle yan yana kullanılacak, AB özel adları için gerekli bir ek alfabe gibi).
Bakın Çinliler Pinyin Alfabesi ile bu konuyu kesin karara ve uygulamaya bağladılar."
1 Comments:
Geçtiğimiz yıllarda Almanya'da benzer bir tartışma yaşandı.AB'ye geçişin ardından özellikle kimlikler ve pasaportlarda sorun yaratacağı gerekçesi ile Alman alfabesinde olan ancak diğer Latin dillerinin alfabelerinde yer almayan β ve ä harflerini kaldırarak yerlerine ses olarak bu harflerin karşılığını veren 'ss' ve 'ae' kullanılması önerilmişti. Bir dönem harfler yeni şekilleri ile ilkokullarda öğretildi. 2004 Eylül gibi 'Alman dilini korumalıyız' gerekçesi ile harfler özgürlüklerine tekrar kavuştular.
Yorum Gönder
<< Home