Cuma, Eylül 07, 2007

Etna Dağı eteğinde, uçan güvercin olsam.

Ahiretten sesler korosu güçleniyor. En son flaş bir transferle Luciano Pavarotti'yi kattılar takıma, yılın bombası. 71 yaşındaki tenor kütlesinin neredeyse üçte ikisini kaybederek, 61 kiloyla göçtü gitti aramızdan. Yaşayan en büyük seslerden birisiydi, kimilerine göreyse gelmiş geçmiş en iyilerden. Canlı performanslara veda edeli çok olmamıştı zaten ama asıl bombayı dün patlattı tonton, kanseri yenemedi.

Öbür dünyanın eli güçlendikçe güçleniyor. Son 15 - 20 senede çok baba isimleri aldılar yanlarına. Freddie Mercury, Frank Sinatra, Jeff Buckley, James Brown... Daha öncekileri saymıyorum bile, ne sesler vardı da aslında yoktular. Ama bu tarafta da durum fena değil açıkçası. Aretha Franklin, Montserrat Caballe gibi divalar bir yana; Josh Groban, Mika gibi genç sesler de uzun süre bizim formayı giymeye devam edecek gibi görünüyor. Altyapıdan sağlam isimler yetişiyor ama gönül isterdi ki rakip takımdan da transfer yapabilsek. Freddie hoplaya zıplaya koşup gelse, efsane geri döndü diye bağırsak. Sinatra perdeyi aralayıp şapkasıyla şöyle bir selam verse, sigarasını yakmak için uzansak. Giden gelmiyor, ziyan.

Bulunmaz ses rengi, nedense bizi hiç şaşırtmayan Türkiye macerası ve devasa cüssesiyle bir sanat adamı uçtu gitti. Ölüm haberini yaparken İbrahim Tatlıses'le görüntülerini montajlayan dangalak Show TV muhabiri dışında hepimizin başı sağolsun.

5 Comments:

Blogger Maksude Kılınç said...

O takım bizim takımı döver Can Yücel. Giderek değerler azalırken, yenileri yetişmezken, farklı dünyalarda yaşamalar artarken o takım bizim takımı döver.

Artık domateslerin eski tadı yok diyor ya eskiler, ben de artık insanlığın eski tadı yok diyorum.

07 Eylül, 2007 16:30  
Blogger Çağlayan İbiş said...

Mercury'nin tam da bu konuyla ilgili kendi hayatını anlattığı kitabında bir sözü var. Sanırım Can Yücel'in yazısına cuk diye oturuyor: "Öldükten sonra cehenneme gitmek istiyorum. Çünkü cennet sıkıcı, iyiliksever ve heyecansız insanlarla dolu. En azından cehennemde sıkılmam."

Bence Mercury orada baya mutludur. :)

07 Eylül, 2007 17:00  
Blogger Can Yücel Metin said...

Sevgili Maksude Kılınç;

Gerçekçi davranarak moralimizi bozmayın lütfen. İşimiz hayal kurmaksa, biraz da kendimize çalışalım. Maç yaparsak ciddi hezimete uğrarız o ayrı. İnsanlık ve domatesler konusundaki yorumunuza katılmamak elde değil ama bırakın da kurduğumuz hayallerin birer birer patladığına şahit olalım. Başka türlü adam olunmuyor, ayaklar yere basmıyor. Bile bile bir yalana inanmaya bayılıyorum, kafa yapıyor. Yaşasın bizim taraf.

Şu Freddie adamının lafı da çok meşhurdur, aklına sağlık Çağ. Keşke kendi hayatını anlatabilecek kadar vakti olsaydı da onu sevgilisi Jim Hutton'dan dinlemek zorunda kalmasaydık.

Sevgi&Saygı
Can "yürü be kim tutar seni" Yücel

07 Eylül, 2007 21:45  
Blogger Çağlayan İbiş said...

Jim Hutton'a da sevgiler be Can.
:)
Yanlız, yazı Freddie'nin kabusuna dönecek neredeyse.:)

08 Eylül, 2007 10:43  
Blogger Maksude Kılınç said...

Sen nasıl istersen sevgili Can "yürü be kim tutar seni" Yücel. Ama yine de söylemeden geçemeyeceğim; patlangaçlı hayal yerine patlangaçlı naylonu tercih ederim. Sana da iyi niyetle tavsiye ederim.

11 Eylül, 2007 16:01  

Yorum Gönder

<< Home