Çarşamba, Ekim 18, 2006

Tansu Gülaydın

Sevgili dostum Tansu Gülaydın, sizlerin de okuduğunuz tepkisinin ardından, bana yazdığı özel bir notla böylesi bir Ortak Defterde olmak istemediğini belirtmiş ve onu çıkarmamı söylemiş. Ben de rahatsızlıklarına katıldığımı, isteği doğrultusunda Defterden çıkaracağımı yazdım cevap olarak. Ancak düşündüm ki Tansu Gülaydın gibilerinin Ortak Defterden yok olması gibi bir lüksümüz, hovardalığımız olamaz. Tansunun ve onun gibilerin kafasına, diline çok ihtiyacımız var. Tansu'yu çıkarmanın doğru olmayacağı sonucuna vardım.

9 Comments:

Blogger Doğan Yarıcı said...

Haluk Mesci'ye katılıyorum.

Tansu, işte bu nedenle bu defterden silinemez; düşüncelerini bizden esirgemediği için, ona ihtiyacım olduğu için.

18 Ekim, 2006 11:37  
Blogger Başak Kanat said...

Umarım, Ortak Defter'de kalmasına rağmen, yazılarını bizden esirgemez.

18 Ekim, 2006 14:10  
Blogger Kağan İşmen said...

Q klavye:)

Gunlerdir ajansimda, rahat koltugumda yazilanlari takip ediyorum! Yazilanlari okudukca, icimden hic yazmak gelmedi acikcasi.

Ama simdi Bilgi'de, bana ait olmayan, ustelik Q klavye bir bilgisayarin basinda, kaplumbag hiziyla bu yorumu yazma mecburiyeti hissettim kendimde!

Daha yeni tanismamiza ragmen, yakalamayi basardigimizi dusundugum samimiyete dayanarak, Tansu sacmalama demek istiyorum!

Ne demek ortak defter'den ayrilmak?
Olmaz oyle sey! Benim gibi, bu tur durumlarda yazmama hakkini kullanan bir toplulugun icinde, sen bize lazimsin! Bugun sen, yarin biz! Yanliz degiliz:)

Her seye, tum yazilanlara ragmen, hala kimseye saygisizlik etmemeye ozen gostererek yazmaya calisiyorum!
Bunu, bir temenni olarak da alabilirsiniz grup adina!

Birilerine haksizlik etmek, hayatta en korktugum seydir! Eksik bilgiyle yazi yazmak da ayni sey benim icin. Orhan Pamuk hakkinda da, kitaplarini okumak ve begemek disinda, genel kultur duzeyinde bir bilgiye sahibim sadece! Ve bu konuda bir yorum yapmamin dogru olmadigini dusunuyorum acikcasi.

Burada, hayatini sadece dusunerek ve yazarak kazanan insanlar olarak da, hepimizin bu konuda hassas davranmasi gerektigini dusunuyorum nacizane!

Bir seyler degerli kalsi ki, nefes almak icin sebeplerimiz olsun hayatta!

Herkese sagduyulu gunler dilerim.

Sevgiler

Kagan Ismen

18 Ekim, 2006 16:41  
Blogger Nurettin Yay said...

Tansu yu çok kalender çok içten ve samimi biri olarak gördüm ben, eğlenceli biri, save as draft sanırım grubun ismi oraya da götürmüştü bizi, acaip keyif almıştık. Yazılarını da takip ediyorum elimden gelidiğince, amma velakin bugün inanılmaz kıvrak bir zeka ve üslubuyla tanıştırdı beni ya da bizi.

Asla bir yere gitmemeli,daha fazla yazılarını da bekliyoruz.

Zaten kendiside fazla uzamasın bu iş diyerek, ayrılma konusunu kapatmış görünüyor.

18 Ekim, 2006 20:08  
Blogger Maksude Kılınç said...

Bir dakika!

Şu gitmek ve kalmak meselesine bir sus gelmeli diyorum. Biz kendi aramızda da fikirlerimizi özgürce söyleyemeyeceksek (nasıl bir sözcük bu yahu, yaz yaz bitmedi) ne işimiz var burada, defteri toptan kapatalım, bitsin.

Hanımlar ve beyler ve özellikle sevgili üstadım Tansu ile sevgili meslektaşım Oğuzhan'ın bu konuyu bir daha dile getirmemelerini rica ediyorum. Ayrılmak değil kalmak yürek ister.

Tartışmaya daima devam edeceğiz, paylaşmaya da. Biz böyle güzeliz!

(Galiba tersten gittim, aynı yorumu Oğuzhan'ın yazısında da okuyacaksınız. Özür!)

18 Ekim, 2006 20:20  
Blogger Bülent Şentay said...

Tansu çıksa bile yazmaya devam etsin.

18 Ekim, 2006 21:54  
Blogger Ahu Serap Tursun said...

2 gündür hasta olduğum için defterimizi okuyamamıştım. Okuduklarım beni çok üzdü. Defterimizin ön sözünde ki tanımları okudum yeniden... Çok yazarlı akıl defteri. Dertleşme köşesi. Paylaşma masası. Duyuru tahtası. Meslek odası. İmece grubu. Güç trafosu. Aktarma tablosu. Fikir deposu. Soru ambarı. Cevap silosu. Reklam Türkçesini kollama karakolu...

Çok sesli ve her fikrin yer alabildiği bir defter bizim defterimiz. Yazılanları paylaşmasak da bunu yazdıklarımızla ifade ederiz. Sayın Tansu'nun gitmesini hiç bir şekilde istemiyorum. Olmalı ve yazmalı ve bizlerde okumalıyız yazdıklarını, benimsediklerimizi ve benimsemediklerimizi de eklemeliyiz yorumlarımıza. İçimizden geldiği gibi yazabilmeliyiz. Tek sesli olursak, rengimizi kaybederiz. Ve ben yazarlarımızı kaybetmeyi hiç istemiyorum...

19 Ekim, 2006 14:44  
Blogger Tuğçe Özel said...

Herkes fikirlerini paylaşabilir burada...
Bizim özgürce yazabileceğimiz, okudukça tatmin olduğumuz tek yer neredeyse Ortak Defter.

Yapmayın arkadaşlar, birbirimize ihtiyacımız var. Tansu Bey lütfen siz de bizi bırakmayın. Tek yumruk olmuşken, parmaklarımızdan birini kaybetmek istemiyoruz.

Sevgiler

19 Ekim, 2006 15:29  
Blogger Çağlayan İbiş said...

Ben Defterimize yazarlar bir bir ayrılsın diye mi girmek için o kadar uğraştım, uğraştık?

Çıkanlar olursa ne yaparız biz? Zaten çok azız.

Çıkmayarak yüzlerimizi
güldürür, aydınlığa çıkartırsınız Sayın Tansu Gülaydın!

Üyelerini sadece yazarların oluşturduğu bir defterde tabii ki fikir farklılıkları olacaktır.

Giden her yazar bizden bir şeyler alıp götürecek.

Yazar ailemiz dağılmasın!

19 Ekim, 2006 16:44  

Yorum Gönder

<< Home