Çarşamba, Temmuz 19, 2006

Yanlış Hikayeler

Ortak Defter yazarlarından, sevgili kardeşim Kadri Öztopçu'nun hikaye kitabı Can Yayınlarından çıkmış. Kendisi arayıp haber verdi sağolsun ama tatilde olduğum için henüz kitabı görebilmiş değilim. Aslına bakarsanız, kendisinin Ortak Deftere çok az yazıyor ben de kızıyorum ama belki de nedeni bu kitaptır !

Ideefixe sitesinde, 'tanıtım yazısından' notuyla şunlar yazıyor : "Kadri Öztopçu son derece sade ve temiz bir Türkçeyle yazıyor öykülerini. Dile gösterdiği bu titizlik, elbette öykü kurgusuna ve öykülerin içeriğine de yanmışım, Hepimizin bildiği, yaşadığı hayatlardan yola çıkarak, son derece ince ve özenle seçilmiş ayrıntılar yakalıyor Öztopçu. Yaşadığımız acıları, sevinçleri, aşka, sevgiye, arkadaşlığıa ve yalnızlığa özgü durumları bilgece yorumluyor, gösteriyor. Kadri Öztopçu'nun ilk kitabı Yanlış Hikayeler, öykü dergilerinin ne yazık ki bir bir kapandığı bu son dönemde öyküseverleri umarız mutlu edecektir."

Kadri, devam !

1 Comments:

Blogger Murat Sohtorik said...

-“Ölüm Allahın emri,” diyorum salakça bir teselli kaygısıyla.
-Baş üstüne!


Kadri Ustamın “Yanlış Hikayeler”i elimde şu anda. Çok sevdiğim, Kadri Öztopçu tarzını çok iyi anlatan Durmak Eylemi adlı öyküsü buraya alıntı olarak uzun geleceğinden şu yukarıdaki kısa alıntıyı yapayım dedim, Genç Ölmek adlı öyküsünden…

Önemli öykü ve roman eleştirmenimiz Semih Gümüş de, sizin Sevgili Haluk Mesci, “Kadri, devam!” diyerek bitirdiğiniz metin benzeri bir bitiş yapmış çok olumlu eleştiriler getirdiği Radikal Kitap ekindeki yazısına: “Geç gelen öykücü, daha yorulmamıştır.”

Yan anlamlara açık:)

Bitirince imzalatmayı düşündüğüm kitabı için Kadri Ustamı tebrik ediyor ve daha nice adamakıllı düşünülmüş hikayeler diliyorum. Eminim bir bu kadarı, hatta daha fazlası çekmecesinde mevcuttur…

Aramızdaki komik bir hikayeyi ben anlatarak bitireyim:

1992-95 arası bir yıl. Sonat Reklam Ajansı'nda ilk reklam başlıklarımı (ve sonra yüzlercesini), ilk reklam metinlerimi (ve sonra onlarcasını) yazdırıyor bana Kadri Bey. Bir gün işyerimizin sahibi kirayı aldıktan sonra, son çıkardığı müzik kasetini elimizi tutuşturdu. “Dinleyin bakalım, nasıl, beğenecek misiniz, söylersiniz bana” dedi. Gelip de sonra sorar, ayıp olmasın, bir dinleyelim bari dedik. Birkaç şarkıdan sonra artık bıkkınlık verse de şarkılar, devam ediyoruz dinlemeye, kibarlığımızdan. Sapanca isimli bir şarkı çalıyor o sırada. Kadri Bey çok sıkıldı belli ve şarkının “Sapanca Sapanca ooo Sapanca” türü nakaratını söylemeye başladı ve devam etti: "Sapanca… Sapanca… Ooo Sapanca… Saçma Sapanca…”

22 Temmuz, 2006 10:44  

Yorum Gönder

<< Home