İşaret mi, kuruntum mu?
Mel Gibson'un, İşaretler filmini izlediniz mi? Ben izlemiş ve beğenmemiştim. Ancak yine de o filmden sonra, her tarafta bir işaret aramaya başlamış, paranoyakça her tesadüften bir sonuç çıkarmaya çalışmıştım. Bilmem kaçıncı umutsuz iş görüşmesinden çıkmış eve dönüyordum. Gardımın artık iyice düştüğünü hissetmiş ve “bu sevdadan yol yakınken vazgeçsem mi” sorusunu ilk defa kafamda döndürmeye başlamıştım. Bu dalgınlık içinde yayalara (yani bana) kırmızı yanarken karşıya geçmeye çalışmışım. Birden acı bir fren sesi ile irkildim. Bir baktım ki, şirin bir Vespa motorsiklet dizime tırmanmaya calışıyor. Neyse ki yavaş gelmiş ve beni altına almadan durmayı da başarmıştı. Hatalı olan bendim. Ancak yine de motorsiklet sürücüsü bir süre gayet samimi bir şekilde benimle ilgilendi. İyi olduğuma emin olunca da direksiyonun sağ koluna asıldı ve yoluna devam etti. Ben bir süre arkasından bakaldım, adamın t-shirt’ünde “I will finish which i start” yazıyordu. Kaza beni kendime getirememişti ama bu cümle beni dürtmeyi başarmıştı. Birkaç senedir tutkuyla bağlı olduğum reklam yazarlığı hedefim için yeniden motive olmamı sağladı. Bu gerçekten bir işaret mi yoksa yine paranoyamın kurbanı mı oluyorum, bilemiyorum. Bildiğim tek şey, bu kazanın bana gerçekten güç verdiği.
2 Comments:
O filmi ben de izledim, hiç etkilenmedim.
Ama kendi hayat tecrübemden (doğal olarak) etkilendim ve şunu bilinçli olarak söyleyebilirim ki, gerçekten istiyorsan ve 'kendimden çok şey verebilirim' diyorsan devam et!
Nelerin zor, nelerin bezdirici olduğunu biliyorum... Varsın olsun.
Hayattaki hiçbir yol, senin kendi yolundan daha iyi değil!
Varmak istediğin istikamete doğru devam et!
Çağlar, yazdıklarını okurken aklıma buradaki hikaye geldi... :)
Yorum Gönder
<< Home