Çarşamba, Temmuz 27, 2005

Dilinizden utanmayın!

Siz de görmüşsünüzdür mutlaka, bi' süredir Hürriyet İK'da çıkıyor ilanlar. RYD'nin "Dilinizden Utanmayın" kampanyası... Siz neler düşünüyorsunuz merak ediyorum. Işıl Kasapoğlu da dilinden utanmıyor, Güven Kıraç da dilinden utanmıyor (vs. vs.) denmesini biraz yadırgadım ben açıkçası. Sanki onlar şu marka ürünü kullanıyorlar gibi bi'durum olmuş. Bunun yerine çok sık yaptığımız Türkçe yanlışlarının doğrusunu söyleselerdi ya da gereksiz yere kullandığımız yabancı sözcüklerin Türkçelerini... Daha etkili, öğretici, akılda kalıcı olmaz mıydı diye düşünmeden de edemedim. Hazır konuya dikkat çekilmişken daha önce Ferhat'ın da söylediği gibi, daha kapsamlı, daha çok ses getirecek işler yapamız mıyız bu konuyla ilgili? Siz ne dersiniz?

7 Comments:

Anonymous Adsız said...

Dili yoğun olarak ingilizce kelimeler ile süsleyerek kullananların daha ziyade gençler olduğunu düşünecek olursak Güven Kıraç ya da Işıl Kasapoğlu'nun dilinden utanmıyor oluşu gençlere ne ifade edecek acaba? Kaç tane genç Işıl Kasapoğlu'nu tanıyor ya da ne yaptığını biliyor, amaç örnek göstermekse daha gençlere yakın olan birileri mesela Okan bayülgen vs. kullanılamaz mıydı?

27 Temmuz, 2005 14:48  
Blogger Önder Öncel said...

Aslında kullanıldı. Cenk&Erdem kullanıldı mesela. Arada atladıklarım olabilir ama Ahmet Gülhan, Serra Yılmaz, Güven Kıraç, Cenk&Erdem ve Işıl Kasapoğlu'nu hatırlıyorum ben. Niyetimde çamur atmak değil aman bu ne biçim kampanya diye.Elbette etkisi olmuştur. Hani bu vesile ile biz de daha çok ses getirecek bi'şeyler yapsak, sesimizi çıkarsak...

27 Temmuz, 2005 15:00  
Blogger Vahide Tandelen said...

Dilinizden utanmayın!

Başarılı bence. İşini sessiz sakın, bağırmadan yapıyor, ancak neticede yapıyor. Özellikle iş-güç konuşulan ortamlarda, İngilizcesinin yerine Türkçesini kullanmaktan utanır hale gelmedik mi?

27 Temmuz, 2005 15:28  
Blogger Fırat Yıldız said...

Gündelik söylemlerin içerisine yabancı kelimelerin bolca kullanıldığı bizim sektörde, reklamcıların aslında kendi içlerinde bir hesaplaşma yoluna gitmesini öneriyorum. Farketmişsindir siz de, özellikle 'account', yabancı odaklı bir firmaysa, bu firmaya bakan gruplar arasındaki konuşmaların çoğunda yabancı kelimeler fazlasıyla kendisini gösteriyor. Keza, alışkanlık olsa gerek, yerli 'account'larda da bu geçerli. Bunun önüne nasıl geçilmeli sizce? Ya da bu, böyle mi devam etmek zorunda iletişimde kopukluk yaşanmaması için?

Hamiş: 'Account' kelimesinin Türkçe anlamı neden yok? Aslında var, ama sektörde bu şekilde kullanılıyor. Özellikle ilgimi çekti (çoğunlukla iletişimcilere yönelik bir kitap olduğu için bu şekilde kalmış belki de belki de), Haluk Bey'in çevirdiği 'Reklamcı' kitabında 'account', yine İngilizce şekliyle bırakılmış. Bunun Türkçe anlamı, içinde barındırdığı gerçek söylemiyle uyuşmadığı için mi İngilizce kalmış?

27 Temmuz, 2005 18:33  
Blogger Haluk Mesci said...

Fırat, iyi nokta ! Roman ağırlıklı olarak bir ajansın işleyişinde geçtiği için, havayı vermek için olduğu gibi bırakmıştım 'account' lafını... Ama burada bir yapay durum söz konusu : Ajans ve roman New York'ta geçiyor, kahramanlar Türkçe konuşuyor. 'Account' lafını bıraksam ne olur bırakmasam ne olur demek de mümkün. Önemli olan sanırım kurgusal olmayan metinlerde, bilimsel metinlerde Türkçe karşılıklarını kullanmak. Örneğin, Hesap Verebilen Reklam çevirisinde Adstock kavramını StokEtki olarak karşılamıştım. Geçende aldığım bir başka çeviri kitapta sözü geçen 'Adstock', Adstock olarak bırakılmış. Dahası, 'franchise' sözcüğü 'frençayz' diye karşılanmış ! Tehlikeli olan bu.

27 Temmuz, 2005 18:43  
Blogger Haluk Mesci said...

Bir soru : Dilimizi Türkçe olmayan şeylerden temizleyelim, günlük hayatta yabancı dilden sözcükler kullanmayalım, işyerlerine yabancı sözcükleri ad olarak seçmeyelim, Türkiye'de yayın dili Türkçedir deyip duruyoruz. Veya deyip duruyorlar.

Amma, her gün 5 kez Arapça bağırıp duruyor birileri avazları çıktığınca. O ne oluyor ?? He ?

28 Temmuz, 2005 14:12  
Blogger Haluk Mesci said...

'mızmız' adıyla yazan anonim dostumuzun yorumuna cevabımı görmek isterseniz

http://ortakdefter.blogspot.com/2005/07/ortak-defterden-kmak-isteyenler.html

maddesinin yorumlar bölümüne bakabilirsiniz.

09 Ağustos, 2005 20:03  

Yorum Gönder

<< Home