Cuma, Haziran 03, 2005

Vefat ilanlarının vefasızlığı..

Stajyer reklam yazarı olduğum günlerden birinde,
müşteri temsilcimizden bir dosya geldi..

Bir gün önce bir cinayete kurban giden ünlü iş adamlarımızdan biri için,
kurumu adına vefat ilanı hazırlanacaktı..

Bunu sözle de söyleyebilecekken elinde dosya ile yanıma gelen müsteri temsilcisine
anlamsız anlamsız baktığımı hatırlıyorum..
Ama dosya açıldığında benim yüzümdeki ifade daha da garipleşti..
İçinden çıkanlar tahmin ettiginiz üzere "iş örnekleri"ydi..

Aklım almıyor..
Önceden yayınlanmış vefat ilanlarına bakarak,
yazılması istenen bir vefat ilanı..
Kara mizah mı? Ta kendisi..

Yazdım.. Beğenmediler.. Müsteri temsilcisi dedi ki
"sana verdiğim dosyadakilere baksana, ordan bi tane beğen aynen yazalım.."
Yazdık.. Yayınlandı.. Ertesi gün gazetede çarşaf çarşaf ilanlar vardı..
Hepsi birbirinin aynı. Yok mu o şirkette ya da şirketi falan geçtim,
kaybedilen birisinin ardından iki farklı kelime ile
duygularını içten bir dille yazabilecek biri..

Bu kadar vefasız mıyız?
Cepten ezberden cümlelerle vefat ilanları yazdırıyoruz.
Açın bakın hemen Hürriyet gazetesini.. Ne yazıyor?
Acımız büyük, büyük kayıp..
Adet mi bu vefasızlık..
Ben kendimi bildim bileli bu böyle..

Evet, acımız büyük, vefat ilanlarımızı kaybetmişiz haberimiz yok.
Başımız sağolsun!!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home