Reklam yazarının içinde hayal, dışında hayat var...
Sevgili günlük,
Bugün aklımdan geçenlere, içimde kopan fırtınalara engel olamıyorum. İç sularım dalgalanıyor. Dalgakıranlar dalgalara kırılıyor. Saçmalarsam, sana döktüklerim etrafa saçılırsa kusuruma bakma... Öylece al beni... Kabul et içine... İçini kirleteceğim anlattıklarımla... Belki çok bencilce, ama kendi içimi senin sayfalarınla temizlemeye niyetliyim.
Ben neler düşünüyorum bir bilsen. Ne büyük hayallerim, ne çok yolum var bir bilsen. Mesleğim, hayatım, her şeyim... Hayallerime giden yolda, bazen öyle şeylerle karşılaşıyorum ki... Bunalıyorum, sıkılıyorum, bir an önce büyümek istiyorum! Ufaklıksam da ufaklığımı bileyim istiyorum. Arada kaldım. Sıkıştım. Sıkıştığım yerden çıkmak için yine ben çırpındım. Kimse yardım etmedi, içimde kopan fırtınaları, savurduğum çığlıkları kimse duymadı, duymaya çalışmadı.
Ama duyurdum... Birine yaklaştım, omzuna dokundum ve “benim içimde neler var biliyor musun” diye sordum sessizce... Görsün istedim, bilsin, hak versin, yardım etsin istedim. Kimseden yardım istememiştim. Nasıl isteneceğini bilmezdim. İstedim. Dinlemeye başladı beni... Sonra başkaları da duydu sesimi... Orada olduğumu, onlara baktığımı, ben olduğunu, içinde bir şeyler olduğunu gördüler. Dinlediler, dinlediler, dinlediler...
Daha kaç kişiye duyurabilirim sesimi? Kaç kişi dinler beni? Bilmiyorum... Bildiğim bir şey var ama... Herkesin duymasını istediğim söyleyeceklerim var hayatta.
Hayata dair,
Mesleğe dair yeni şeyler söylemek lazım...
Avaz avaz...
Yeni şeyler keşfetmek, “ben de buradayım” demek lazım...
Bundan sonra:
“Ya kebikeç! Yo, copy catch!
Er reklam, vel kelam ve hüsn-ül kalem.
Kellem, keellem, eklem ve emeklem.
Hükm-ül latif, hakim-ül lütuf.
Hurufen taltif ve ruhen tuhaf.
Ol rezil-ü rüsva çünki taam-ül haram:
Eatin’ forbidden und essen verboten.”*
AMİN!
* Dua için teşekkürler sevgili Haluk Mesci... ;)
Bugün aklımdan geçenlere, içimde kopan fırtınalara engel olamıyorum. İç sularım dalgalanıyor. Dalgakıranlar dalgalara kırılıyor. Saçmalarsam, sana döktüklerim etrafa saçılırsa kusuruma bakma... Öylece al beni... Kabul et içine... İçini kirleteceğim anlattıklarımla... Belki çok bencilce, ama kendi içimi senin sayfalarınla temizlemeye niyetliyim.
Ben neler düşünüyorum bir bilsen. Ne büyük hayallerim, ne çok yolum var bir bilsen. Mesleğim, hayatım, her şeyim... Hayallerime giden yolda, bazen öyle şeylerle karşılaşıyorum ki... Bunalıyorum, sıkılıyorum, bir an önce büyümek istiyorum! Ufaklıksam da ufaklığımı bileyim istiyorum. Arada kaldım. Sıkıştım. Sıkıştığım yerden çıkmak için yine ben çırpındım. Kimse yardım etmedi, içimde kopan fırtınaları, savurduğum çığlıkları kimse duymadı, duymaya çalışmadı.
Ama duyurdum... Birine yaklaştım, omzuna dokundum ve “benim içimde neler var biliyor musun” diye sordum sessizce... Görsün istedim, bilsin, hak versin, yardım etsin istedim. Kimseden yardım istememiştim. Nasıl isteneceğini bilmezdim. İstedim. Dinlemeye başladı beni... Sonra başkaları da duydu sesimi... Orada olduğumu, onlara baktığımı, ben olduğunu, içinde bir şeyler olduğunu gördüler. Dinlediler, dinlediler, dinlediler...
Daha kaç kişiye duyurabilirim sesimi? Kaç kişi dinler beni? Bilmiyorum... Bildiğim bir şey var ama... Herkesin duymasını istediğim söyleyeceklerim var hayatta.
Hayata dair,
Mesleğe dair yeni şeyler söylemek lazım...
Avaz avaz...
Yeni şeyler keşfetmek, “ben de buradayım” demek lazım...
Bundan sonra:
“Ya kebikeç! Yo, copy catch!
Er reklam, vel kelam ve hüsn-ül kalem.
Kellem, keellem, eklem ve emeklem.
Hükm-ül latif, hakim-ül lütuf.
Hurufen taltif ve ruhen tuhaf.
Ol rezil-ü rüsva çünki taam-ül haram:
Eatin’ forbidden und essen verboten.”*
AMİN!
* Dua için teşekkürler sevgili Haluk Mesci... ;)
1 Comments:
Bence senin içindeki hayallerini oluşturan yine içindeki o müthiş, dopdolu hayat Başak'cım.
Moralin kötü olsa da, iş yoğunluğu nedeniyle stres olsan da her zaman dışa vuran o samimiyetin...
Sesini duyurman hiç de zor değil. Eminim ki birçok kişi senin sesinle, enerjinle hayat buluyor.
Benim gibi...
Yorum Gönder
<< Home