Perşembe, Mart 10, 2005

Taze kan

Bizde staj yapabileceğini ilettik. Şu anda 5 stajyer var ayrı bölümlerde. Gerçekten taze kana ihtiyaç olduğu kesin. 1999'dan beri sektor kan kaybına uğradı. Ama şu da ortada ki, adam aradığınızda da bulamıyorsunuz. Ya olmadan olmuş ve yabancı futbolcu havasında para isteyenler, ya meslek dışından gelip büyük hayaller kuranlar, kifayetsiz muhterisler (hırslı da yeterli değil), kaybeden-geziciler vb..Sizin aradığınızın ise zaten iş değiştirmeye niyeti yok. Büyük ajanslar eskisi gibi reklamci yetiştirmiyor. Biz hala kendi olanaklarımız çerçevesinde stajyerlere şans tanıyoruz. Bazısı iki günde kaçıyor, yapamayacağını anlayıp. Bazısı direniyor, ne var ki düşündüğü kadar yaratıcı-yetenekli-hevesli değil. İyi, istikrarlı, yetenekli, pratik zekaya sahip biriyse mutlaka tutunuyor. Eskişehir'de de üretim durdu galiba. Oysa oradan gelenler iyiydiler. Daha çok yapım-yönetime kayıyorlar. Sanırım para neredeyse oraya gidiş başladı. Otoyol köyümüzün arkasından geçeli beri, köyün gelişimi de durdu. Para, artık medya ajanslarında çünkü. Yazar olup da ne yapacaksınız bu ülkede. Yaratıcılığın bu kadar tu kaka oldugu bir ortamda, herkese rağmen yaratıcı iş çikarmaya çalışmak, onları ikna etmek, kişileri erken yıpratıyor. Yaratacağına, git eleştiren ol. Sunan değil sunulan ol. Ürün sorumlusu olarak başla ise sen de Kübra. Böylece sektörden de intikamını alırsın tatlı tatlı :))

2 Comments:

Blogger Önder Öncel said...

yakında gezelim görelim ekibi köyümüze gelip solmaya yüz tutan zanaatler bölümünde bizi mi isleyecek yani? Elimizde kalem ya da klavye basında işimizi yaparken cekecekler, bir reklam metninin nasıl yazıldığını soracaklar, anlatacağız, hala o coskuyla.." kalmadı artık" diyecegiz

ya da bir belgesele konu olacagiz. Neslimizin tükendigi haberi yapılacak, koruma altına alınıcağız sonunda, sayımızı artırmaya calışmayacaklar bile. Sonuncumuz, elinde kalem "isşte geldik gidiyoruz.." mu yazacak son metninde?

Gerçekler her ne kadar sizin sözünü ettiğiniz gibi de olsa, büyüklerin umuduna ihtiyacı var küçüklerin. Kaptan Kancalarla nasıl savaşılır yoksa? O hikayelerin peşinde olmak lazım. Köyümüzden otoyol geçmeden önce nasıldı daha çok anlatmak, daha çok dinlemek lazım. Herkesin pek bi' gerçek, pek bi' gerçekötesi olduğu şu alemde sizin bize bir sürü masal anlatmanız lazım. Masalsız büyümüş çocuk olur mu? Sonradan her gerçeğin farkına varsak da bizim de bi'gün Peter Pan olarak uçup gelmeyi bilmemz lazım.

10 Mart, 2005 16:22  
Blogger Oğuzhan Akay said...

yazdıkların doğru.
yaptıklarımızın bazısı elimizi öptü, bazısı ısırdı.
bazısı niye uzatıldığını bile anlamadı o elin.
son cümleler yapmayanlar için dokundurmaydı.
ben hep elimden geleni yaptım, yapıyorum
zaten ama,
mustafa kemal'in tek askeri de ben değilim sonuçta:)

14 Mart, 2005 16:04  

Yorum Gönder

<< Home