Usta Gazeteciler Açıklıyor: “Nasıl Atlattım?”
Gazeteci Hikmet Saim’in hem kendisinin hem de meslektaşlarının anılarına yer verdiği kitabı Usta Gazeteciler Açıklıyor: “Nasıl Atlattım?” adlı kitabı çıktı. Kitabın kapağını bulamadığım için koyamıyorum. Bugün Rahmi Turan’ın da köşesinde yer verdiği bir anıyı birlikte okuyalım.
Hıfzı Topuz 1952 yılında bir davete katılmak üzere Atina’ya gider. Atina’daki Türk Büyükelçiliği’nde verilen davette karşısındaki yaşlı adamın Kurtuluş Savaşımızın mağlup generali Trikupis olduğunu öğrenince hemen randevu alır ve ertesi gün bir röportaj yapar. Trikupis o günlerden özetle şöyle bahsediyor:
“Sağ kalan birliklerimiz dağınık bir halde İzmir’e kaçmaya çalışıyorlardı. Bu bizim için büyük bir mağlubiyet olmuştu. Esir düştüm. Beni önce Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’ye götürdüler. İnönü beni yanına alarak Mustafa Kemal’in huzuruna çıkardı. Atatürk beni mert bir askere yakışır şekilde kabul etti. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmayacağım. ‘Üzülmeyin general’ dedi. ‘Siz vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir düşmüştür. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun istirahat edin.’
Atatürk’ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de bu büyük komutana karşı içimde bir hayranlık duymaya başladım.
Bizim Anadolu’da işimiz neydi? Biz yabancı devletlere alet olduk. Sizden de bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik. Sonunda ne oldu. İşte, bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu hareketi. Hem de muazzam bir hata!”
General Trikupis 1959 yılında ölene dek her 29 Ekim’de Atina’daki Türk Büyükelçiliği’ne gidip Atatürk’ün büyük boy resmi önünde saygı duruşunda bulunmuş.
Kitapta aynı zamanda Faruk Fenik, Gökşin Sipahioğlu, Necati Zincirkıran, M. Ali Kışlalı, Yılmaz Çetiner, Rahmi Turan, Nail Güreli, Orhan Erinç, Fikret Otyam, Altemur Kılıç, Orhan Koloğlu, Orhan Ayhan’ın da anılarına yer verilmiş.
Gazeteciliğin zorluklarını biraz olsun anlamak için önemli bir kitap. Belki bir gün biz de kendi mesleğimizinkini ortaklaşa yazarız. Artık adı nasıl atlattım mı olur, nasıl tırlattım mı beraber karar veririz.
Herkes iyi mi?
Hıfzı Topuz 1952 yılında bir davete katılmak üzere Atina’ya gider. Atina’daki Türk Büyükelçiliği’nde verilen davette karşısındaki yaşlı adamın Kurtuluş Savaşımızın mağlup generali Trikupis olduğunu öğrenince hemen randevu alır ve ertesi gün bir röportaj yapar. Trikupis o günlerden özetle şöyle bahsediyor:
“Sağ kalan birliklerimiz dağınık bir halde İzmir’e kaçmaya çalışıyorlardı. Bu bizim için büyük bir mağlubiyet olmuştu. Esir düştüm. Beni önce Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’ye götürdüler. İnönü beni yanına alarak Mustafa Kemal’in huzuruna çıkardı. Atatürk beni mert bir askere yakışır şekilde kabul etti. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmayacağım. ‘Üzülmeyin general’ dedi. ‘Siz vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir düşmüştür. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun istirahat edin.’
Atatürk’ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de bu büyük komutana karşı içimde bir hayranlık duymaya başladım.
Bizim Anadolu’da işimiz neydi? Biz yabancı devletlere alet olduk. Sizden de bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik. Sonunda ne oldu. İşte, bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu hareketi. Hem de muazzam bir hata!”
General Trikupis 1959 yılında ölene dek her 29 Ekim’de Atina’daki Türk Büyükelçiliği’ne gidip Atatürk’ün büyük boy resmi önünde saygı duruşunda bulunmuş.
Kitapta aynı zamanda Faruk Fenik, Gökşin Sipahioğlu, Necati Zincirkıran, M. Ali Kışlalı, Yılmaz Çetiner, Rahmi Turan, Nail Güreli, Orhan Erinç, Fikret Otyam, Altemur Kılıç, Orhan Koloğlu, Orhan Ayhan’ın da anılarına yer verilmiş.
Gazeteciliğin zorluklarını biraz olsun anlamak için önemli bir kitap. Belki bir gün biz de kendi mesleğimizinkini ortaklaşa yazarız. Artık adı nasıl atlattım mı olur, nasıl tırlattım mı beraber karar veririz.
Herkes iyi mi?
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home