Çarşamba, Ağustos 09, 2006

Tatil gerek bünyeye...

Bir süredir kafamı toparlayıp yazamadığımdan kelli Ortak Defter'den çıkmaya karar vermiştim. Haluk Bey "bir dene bakalım" demeseydi bunları karalıyor olmazdım muhtemelen. Yeniden bir deneme yapıyorum, hayırlı olsun. Bu kez silmek yerine göndermeye çalışacağım.

Dün "Lanetli Batının Kötü Cadısı" (Gregory Maguire) diye bir masal kitabı okumaya başladım. (Aslında başucumda okunmayı bekleyen 5-6 kitap daha var ama konu masal olunca onları aldatmayı suç olarak görmüyorum.) Kitapta Oz Büyücüsü'nden tanıdığımız cadının hayatı ve nasıl kötü cadıya dönüştüğü anlatılıyor. Oz'un o kadar da muhteşem bir yer olmadığı, hatta bir masal dünyasında bile toplumsal ve politik sorunların bulunduğundan bahsediliyor.

Masal delisi biri olarak, gözlerim kontrolsüzce yaş üretene ve ağzım esnemekten yarım metre çap kazanana kadar bırakamadım kitabı. Uyandığımda da çalışmak yerine yataktan çıkmadan okumaya devam etmek istiyordum. Bir tatil yapsam diyorum, hiçbir yere gitmesem, hatta oturduğum yerden kalkmasam. Bekleyen tüm kitaplarımı okusam, sık kullanılanlara eklediğim her siteyi incelesem, kafamı iş dışında bir şeylerle doldursam... Belki o zaman kafamı toparlayıp yazmaya değer fikirler çıkarabilirdim.

Evet, tatil gerek bu bünyeye.

2 Comments:

Blogger Hatice Üzgül said...

Evet, kafanı iş dışında başka şeylerle doldurduğunda, arada bir tatil yaptığında, yaratıcı ruhunu bol bol yeni bilgilerle ve kitaplarla doldurduğunda, yazmaya değer daha güzel fikirler çıkıyor gerçekten.

Benim yöntemim budur: Bir fikrin üstünde düşünürken mümkün olduğunca çok veriyi depolayacak kadar farklı şeylerle ilgilenirim. Hatta bu ilgi alanım için ayırdığım zaman, çalışmaya ayırdığım zamanla hemen hemen eşdeğerdir. Ama sonuçta, tıkanıklık hissetmeden çalışıp, kendi ortalamamın üzerinde işler çıkarabiliyorum.

Bünyeye gerçekten tatil gerek:)))

10 Ağustos, 2006 20:02  
Blogger Ahu Serap Tursun said...

En son ne zaman tatil yaptığımı düşünmem bile 2-3 dakikamı alıyor :( Benim için tatil artık, gün içerisinde bir kaç saat ofis dışına kaçmak anlamına geliyor. Bütün gün tek kelime yazamamak, aklımın sürekli esas konuya ihanet etmesi ve kelime kuyuma koca bir tıkaç tıkılmış bez bebekler gibi ortalıkta dolandığımda(ki çok sık oluyor bu aralar) çantamı alıp çıkıyorum. Sinemaya, kitabevlerine gidiyorum ve en çok da çarşı-pazar gezmeye başlıyorum, çantamda minik defterim ve kalemimle.Dönüşte mutlaka kelimelerimin kuyusu tıkacını atmış oluyor. Ama yine de 10-15 günlük gerçek bir tatili çok özlüyorum. Zamansız yaşanacak 10 gün büyük bir ödül olurdu bana.
Ne mutlu tatil yapanlara :)

11 Ağustos, 2006 21:17  

Yorum Gönder

<< Home