Eşek arısı yetiştiriciliği
Yanlış hatırlamıyorsam, bir araştırmada kendi dilini ve sahip olduğu yabancı dilleri iyi bilen kişilerin günlük konuşmada onları birbirine karıştırmadığı, ancak bilgisi "şöyle böyle" olanların Türkçeye İngilizce kelimeler sokmak gibi çabalara girdiği ortaya çıkarılmıştı. Dün bu araştırmayı müşterilerimizden birine anlatmayı çok istedim ama kabalaşmadan nasıl yapacağımı bilemediğim için sesimi çıkarmadım. Aslında konuşmanın bazı yerlerinde kendisine kafa atmak da istedim ama onu da nazikçe halletmemin yolu yok sanırım.
Konuşma süresince hemen her cümlede İngilizce kelimeler kullandı, ben de cümleyi tekrar etmiş olsam bile hepsini Türkçeleştirdim. (Aman aman! Dedikodu da yaparmış hanım kızımız!) Ben kalkanlar ve mızraklarla donanmış bir bireyim ama çoluk çocuğa kötü örnek olacak diye korktum. Şimdiki planım eşek arısı yetiştirip onları "onore olan", "kompanze eden" ve "ekspekt eden" kişilerin üzerine salmak.
Bu arada, dün "insane" de ilan edildim, Türkçeye çevirip madalya gibi taşımaya başladım beynimin bir köşesinde. Delilik ve dahilik arasında çok ince bir çizginin olduğu söylenir ya; bu kavramların hiçbiriyle ilgimiz olmasa bile reklamcı tayfası olduğumuz için hemen bir yafta yapıştırıyorlar. Dışarıdan bakanların gözünde hepimiz deliyiz ya da gözlerimiz çılgın bir zekayla parlıyor. İş yetiştirmek için günlerce sabahlamış insanların gözlerine bakmadıkları için pırıltıyı görmeleri kolay elbette. Tuhaflar aslında. Cin gibi baktığımızı görseler de korkuyorlar, zombi halimizi görseler de... Sonra da apartmanlarına almıyorlar zaten! :)
Neyse. Yetkililer peşime düşerse size de haber veririm. Yakalanırsam da bırakın beni, kendinizi kurtarın.
Konuşma süresince hemen her cümlede İngilizce kelimeler kullandı, ben de cümleyi tekrar etmiş olsam bile hepsini Türkçeleştirdim. (Aman aman! Dedikodu da yaparmış hanım kızımız!) Ben kalkanlar ve mızraklarla donanmış bir bireyim ama çoluk çocuğa kötü örnek olacak diye korktum. Şimdiki planım eşek arısı yetiştirip onları "onore olan", "kompanze eden" ve "ekspekt eden" kişilerin üzerine salmak.
Bu arada, dün "insane" de ilan edildim, Türkçeye çevirip madalya gibi taşımaya başladım beynimin bir köşesinde. Delilik ve dahilik arasında çok ince bir çizginin olduğu söylenir ya; bu kavramların hiçbiriyle ilgimiz olmasa bile reklamcı tayfası olduğumuz için hemen bir yafta yapıştırıyorlar. Dışarıdan bakanların gözünde hepimiz deliyiz ya da gözlerimiz çılgın bir zekayla parlıyor. İş yetiştirmek için günlerce sabahlamış insanların gözlerine bakmadıkları için pırıltıyı görmeleri kolay elbette. Tuhaflar aslında. Cin gibi baktığımızı görseler de korkuyorlar, zombi halimizi görseler de... Sonra da apartmanlarına almıyorlar zaten! :)
Neyse. Yetkililer peşime düşerse size de haber veririm. Yakalanırsam da bırakın beni, kendinizi kurtarın.
2 Comments:
Çok konsept bir yazı yazmışsınız sevgili İnci Vardar.
"Donkey bee"ler. :)
Keşke (Kendi dilini ve sahip olduğu yabancı dilleri iyi bilen kişilerin günlük konuşmada onları birbirine karıştırmadığı, ancak bilgisi "şöyle böyle" olanların Türkçeye İngilizce kelimeler sokmak gibi çabalara girdiği ortaya çıkarılmıştı.) değerlendirmesi sorunu anlatmaya yeterli olsaydı. Ben, sadece konuşmasında değil, yazılarında da, gerekmediği halde İngilizce sözcük kullananları, eziklik sorunu yaşayan ve aşağılık duygusuyla kıvranan insanlar olarak görüyorum ve onlara acıyorum. İşin ilginç yanı ise, benim acıdığım bu insanları birileri alkışlıyor, yüceltiyor ve hatta kutsuyor.
Yeterli desteği bulmakta zorlandığım için kendi olanaklarımla sürdürmeye çalıştığım "essekarisi.blogspot.com"u bu amaçla oluşturdum.
Bu konuda sizin gibi bilinçli ve duyarlı olanları çoğaltmak gerektiğine inanıyorum. Lütfen bu konuyu hep gündemde tutalım ve sürekli eleştirel davranalım; hatta gerektiği durumlarda alaycı bir tavır takınıp, onları kınayalım.
Teşekkürler...
Şahin Tekgündüz
Yorum Gönder
<< Home