Bildik bir şikayet ama içimde yaradır..
Çok değil daha bir yıl kadar önce reklam yazılarından gelen tüm mailleri deli gibi okurduk. Eleştiriler, polemikler, kavgalar daha bir tatlı olurdu. Bugün posta kutumun reklam yazıları klasörüne düşen e-postalardan yalnızca belli isimlerin iletilerini okuyorum, diğerleri çok büyük zaman kaybı gibi geliyor. Herhangi bir mail grubundan pek farkı kalmadı, sektörel özelliğini kaybetti, reklam yazıları. Yakında Yiğit Özgür karikatürleri gelmeye başlar mı diye düşündürüyor.
1 Comments:
İlk reklam yazılarına girdiğimde hummalı bir atışma söz konusuydu. Ben de bu konuşmalara az da olsa katılmıştım. Sonradan "Tuğçe, kendine gel!" dedim. Orada yazan ben olamazdım. Annem her zaman bana "Çok iş, az laf" derdi. Doğruydu. Bu ülkede bizim sektör dahil olmak üzere; herkes konuşuyor, ona buna sataşıyor, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor. Artık doyduk bunlara... İyi işler çıkartalım, adamakıllı konuşalım... Tabii konuşacağız, araştıracağız tek şartla hakaret etmeden, konuya hakim olduğumuz zaman... Ben müşteriyi bilmeden, stratejisini okumadan yapılan bir işe, emeğe saygısızca küfredemem. Lakin herkes ortaya konulan işleri yerden yere vuruyor. Hadi onu geçtim, şahıslara saldırmaya başladılar. Bu ne cehalettir, bu ne saygısızlıktır, anlamadım. Reklam Yazıları'nın acilen temizliğe ihtiyacı vardır. Hem de yaz temizliğine dip, köşe...
Yorum Gönder
<< Home