Pazar, Nisan 16, 2006

Bi el atın arkadaşlar...

Derya Tanyel yazmış ve demiş ki,

"Ses düşmesi, ses türemesi, kelime türünün değişmesi, üzerindeki ekin görevini kaybetmesi veya anlam kayması dolayısıyla aralarına ek girmeyerek kalıplaşmış iki veya daha çok sözden oluşan kelime: pazartesi (< pazar ertesi), hissetmek (< his etmek), ayakkabı (< ayak kabı), delikanlı (< deli kanlı) "

TDK'nın Güncel Türkçe Sözlük 'ünün 'birleşik kelime' maddesi için tanımlaması bu...

'Bir şey için birebir gelmek' örneğinde olduğu gibi... Bir eşleme ya da üleştirmeden bahsetmediğimiz durumlarda 'birebir' i birleşik yazıyoruz, anlam kayması sebebiyle, anladık. Ancak 'birebir' i birleşik yazıp arama yaptığınızda, türünün sıfat olduğunu söylüyor TDK' nın sözlüğü. Ben şimdi size "Nane-limon mide ağrısına birebir gelir" desem 'birebir' sözü burada sıfat değil zarf olmuyor mu? Yoksa 'gelmek' burada 'birebir' den ayrı düşünülemediği için bir etkilemeden söz edemiyor muyuz? Benim kafam daha beter karıştı.

---

Ne diyorsunuz ?

8 Comments:

Blogger Bülent Şentay said...

"Bu birebir konusu kafa karıştırmak için birebir!" yazarken, her iki birebiri de birleşik kullandım. Şimdi ben sıfatı mı birleşik kullanmış oluyorum, yoksa zarfı mı?

"Bu bire bir konusu kafa karıştırmak için bire bir!" diye yazsaydım hem sıfatı hem de zarfı ayrı mı yazmış olacaktım?

Ayrıca gözüm, "Birebir ayrı yazılmaz," diyorsa, "Sıfat ayrı yazılmaz," mı demek istiyor, yoksa, "Zarf ayrı yazılmaz" mı demiş oluyor? (Bu son cümlede de bir sıkıntı olabilir. Çünkü noktalama işaretleri beni çok zorladı.)

Hakikaten bir el atın arkadaşlar. Birebir (bire bir) çözüm için birebir (bire bir) yorumlar, birebir (bire bir) etkili olabilir!

16 Nisan, 2006 23:30  
Blogger Hatice Üzgül said...

Fenerbahçe'nin bire bir defans yapması, savunmaya birebir geldi (?)

İnsanlar el ele tutaşarak büyük bir halka meydana getirip, çevre kirliliğine karşı mücadelede elele vermiş oldular (?)

Ben doğru mu anlamışım?.. Doğru mu öğrenmişim?..
Yoksa öğrendiğimi mi sanmışım?

Benim de kafam karıştı!
Zarf, sıfat kılığına girip kimlik değiştirebilir mi?
Bir zarf "sıfat" olarak nitelendirildiğinde bunu bir hakaret olarak görür mü?
Sıfat ve zarf arasında fark yok mudur?
Yoksa bu farkı fark edecek kişi sayısı mı azdır?
Sıfattan türetilmiş zarf varsa, okulda bu bana neden gösterilmemiştir?

Pardon! Siz yardım istemiştiniz, ben konuyu daha bir dağıttım galiba:)))

17 Nisan, 2006 09:19  
Blogger Melih Cılga said...

Bildiğim kadarıyla, bileşik yazılan "birebir" sözcüğü bir zarf (belirteç) değil, bir sıfat... Örnek cümledeki "birebir gelmek" ifadesinde, "birebir" sözcüğü ise, "gelmek" fiilini destekleyen ya da etkileyen bir zarf olarak kullanılmamış; çünkü oradaki "birebir gelmek", yalnızca bir deyim...

Bir sıfat olan ve bileşik yazılan "birebir"in iki anlamı var, bildiğiniz gibi:
1) Etkisini hemen ve kesin biçimde gösteren.
2) (mecazi) Uygun olan, istenildiği gibi olan.

Ayrı yazılan "bire bir" sözcük grubu ise, duruma göre, sıfat ya da zarf işlevi görebiliyor:
Örneğin "bire bir eğitim" dediğimizde sıfat olarak, "Yöneticiyle bire bir görüşmende fayda var." dediğimizde zarf olarak kullanmış oluyoruz... İster sıfat isterse de zarf olarak kullanılsın, "bire bir" anlam olarak, tıpkı "yüz yüze"de olduğu gibi, hep bir eşitlik, aynılık hali çağrıştırıyor bana.

Sonuçta, ayrı yazılan "bire bir"in çağrıştırdığı bu "eşitlik hali" anlamı ile bileşik yazılan "birebir"in mecazi "uygunluk" anlamı arasındaki yakınlık, söz konusu karışıklığın nedenlerinden biri olabilir gibi görünüyor bana...

17 Nisan, 2006 17:25  
Blogger Murat Kaya said...

Ortak Defter Türkçe için birebir.

Yorumları bire bir konu başlığının altına girelim.

Oldu mu acaba?

Peki elimde bir tane de "bir ebir" kaldı, onu nereye yazsam acaba? :)

17 Nisan, 2006 17:55  
Blogger Hatice Üzgül said...

Çok sayın ve sevgili Murat Kaya,
Size bu konuda yardımcı olabilirim.
Şöyle ki, evde bir hayvanınız veya çiçeğiniz varsa, ona "Ebir" ismini verebilirsiniz! Böylece "Bir Ebir dünyaya bedel" cümlesi yanlış olmaz:))

Yardımcı olabildiysem, ne ala; Ortak Defteri fuzuli işgal ettiysem, ne kötü!

17 Nisan, 2006 18:09  
Blogger Haluk Mesci said...

Derya Tanyel'den mesaj :

Melih Cılga' ya yorumu için binbir teşekkür...
Ayrı yazılan 'bire bir' sözcüğüyle ilgili örnekler gayet açık. Bence ayrı yazılan 'bire bir' ile ilgili bir sorun zaten yok. Durumu açıklığa kavuşturacak olan, BİRLEŞİK (bileşik denmesi hoş karşılanmıyor) yazılan ve sıfat (?) olan 'birebir' ile ilgili örnekler vermek olacaktır. Örneğin bir ismi nitelerken görebileceğimiz örnekler... Üstünde çok düşünmekten beynimin sulanmaya başladığını hissediyorum. Ne bileyim, mesela "Hastalık üzerinde birebir etkisi kanıtlanmıştır " doğru bir örnek midir? Böyle bir kullanım var mıdır?

18 Nisan, 2006 00:57  
Blogger Haluk Mesci said...

Basit bir şey :

Cümlede geçen 'birebir' veya 'bire bir' yerine 'teke tek' koyup anlama bakın :

- Bozulmuyorsa, 'bire bir'
- Bozuluyorsa, 'birebir'

doğrudur.

: )

18 Nisan, 2006 09:48  
Blogger Haluk Mesci said...

Ehemm, uzatmak istemem ama, bir de 'tıpatıp' var...

TDK :

Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, upuygun, birbirinin aynı bir biçimde:
"Şu dedim bu dedim, hiçbirisi tıpatıp uymadı."- S. F. Abasıyanık.

----

Nereden geliyor ? Type-a-type filan gibi bir devşirme mi yoksa ?!

Hem, 'upuygun' diyor...

18 Nisan, 2006 09:57  

Yorum Gönder

<< Home