Siz kimsiniz Sayın Carpetland'cılar?
Bir süredir televizyonlarda bir halı reklamı yayımlanıyor. Karşıma çıktıkça hemen çevremdekilere bakıyorum, gördüler mi, söylenenleri duydular mı, diye. Çünkü utanıyorum, eziliyorum, yüzüm kızarıyor; yakınımdakiler, sevdiklerim, saydıklarım da aynı duygular içine düşmesinler istiyorum. Reklamcı olduğum için, bana yöneltilebilecek olası sorulara ne yanıt verebileceğimi düşünüp, bir kez daha eziliyorum. Eziklik duygusu isyana dönüşüyor; birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum, ama bugüne kadar benzer durumlarda kimsenin bir şeyler yapmadığını ve asla da yapmayacağını bildiğim için bir kez daha kahroluyorum. Sonuçta yapabileceğim tek şey olduğunu görüyorum. Sorularımı, eleştirilerimi, öfkemi, isyanımı sizlerle paylaşmak... Endişe ediyorum, bu sefalete katılanlardan birileri de belki bu sitede aramızda yer alıyor...
Kimilerinizin, amma da abarttı, dediğini duyar gibiyim. Hayır abartmıyorum. Sorunları kendi boyutlarında göremezsek, olara çözüm bulma konusunda çok cüce kalırız ve bunun da ayrıdına bile varamayız. Gelelim soruna...
Alfemo adında bir kuruluş var. Ev mobilyaları, ev tekstili, halı vb üretiyor ya da bilmiyorum, belki de sadece pazarlıyor. Bu kuruluşun son günlerde televizyonlarda yayımlanan ve hiçbirinin adı Türkçe olmayan halılarının reklamını görmüş olabilirsiniz. Hani, büyük bir yaratıcılıkla, “halının dünyası, dünyanın halısı” sözlerinin yer aldığı reklam. Buraya kadar diyebileceğim pek bir şey yok. Dış ses devam ediyor. Sonraki cümleye bakın siz. “biz buna ‘carpetland’ diyoruz”... Aferin size, çoook iyi ediyorsunuz, bu yolda devam edin... Ve burada öfkemi dindirip, sorularımı soruyorum.
Saygıdeğer Carpetland'cılar...
Siz Türkiye’de Türkçe konuşan insanlara ürün satmıyor musunuz? O halde hedef kitlenize, “Halının dünyası, dünyanın halısı” gibi çok güzel ve temiz bir Türkçe’yle seslenmek ve daha kolay anlaşılıp, daha kolay algılanmak varken niçin durduk yerde “biz buna ‘carpetland’ diyoruz” deme gereğini duyuyorsunuz? Dilinizden bu kadar mı utanıyorsunuz, yabancı markalar karşısında bu kadar mı ezik, bu kadar mı kişiliksizsiniz? Pazarda bu kafayla mı yer etmeye çalışıyorsunuz? Sizin ‘carpetland’ınızdan, dünyada ve o altında ezildiğiniz İngilizce konuşan ülkelerde daha kaç tane vardır, biliyor musunuz? Siz de onların arasına girmeye çabalayan garip bir sığıntı olmuyor musunuz?
Bugünlerde televizyonlarda bir başka halı markasının daha reklamı yayımlanıyor. Dinarsu... Kişilikli, bilinçli, özgüven sahibi insanların tertemiz bir Türkçe’yle yarattığı marka... Onun reklamında ise, ABD’de, hatta Beyaz Saray’da bile bu marka halının kullanıldığı anlatılıyor. İki ibret levhasını yanyana koyuyorum ve bir kez daha soruyorum:
Siz kimsiniz, sayın Carpetland’cılar?..
Kimilerinizin, amma da abarttı, dediğini duyar gibiyim. Hayır abartmıyorum. Sorunları kendi boyutlarında göremezsek, olara çözüm bulma konusunda çok cüce kalırız ve bunun da ayrıdına bile varamayız. Gelelim soruna...
Alfemo adında bir kuruluş var. Ev mobilyaları, ev tekstili, halı vb üretiyor ya da bilmiyorum, belki de sadece pazarlıyor. Bu kuruluşun son günlerde televizyonlarda yayımlanan ve hiçbirinin adı Türkçe olmayan halılarının reklamını görmüş olabilirsiniz. Hani, büyük bir yaratıcılıkla, “halının dünyası, dünyanın halısı” sözlerinin yer aldığı reklam. Buraya kadar diyebileceğim pek bir şey yok. Dış ses devam ediyor. Sonraki cümleye bakın siz. “biz buna ‘carpetland’ diyoruz”... Aferin size, çoook iyi ediyorsunuz, bu yolda devam edin... Ve burada öfkemi dindirip, sorularımı soruyorum.
Saygıdeğer Carpetland'cılar...
Siz Türkiye’de Türkçe konuşan insanlara ürün satmıyor musunuz? O halde hedef kitlenize, “Halının dünyası, dünyanın halısı” gibi çok güzel ve temiz bir Türkçe’yle seslenmek ve daha kolay anlaşılıp, daha kolay algılanmak varken niçin durduk yerde “biz buna ‘carpetland’ diyoruz” deme gereğini duyuyorsunuz? Dilinizden bu kadar mı utanıyorsunuz, yabancı markalar karşısında bu kadar mı ezik, bu kadar mı kişiliksizsiniz? Pazarda bu kafayla mı yer etmeye çalışıyorsunuz? Sizin ‘carpetland’ınızdan, dünyada ve o altında ezildiğiniz İngilizce konuşan ülkelerde daha kaç tane vardır, biliyor musunuz? Siz de onların arasına girmeye çabalayan garip bir sığıntı olmuyor musunuz?
Bugünlerde televizyonlarda bir başka halı markasının daha reklamı yayımlanıyor. Dinarsu... Kişilikli, bilinçli, özgüven sahibi insanların tertemiz bir Türkçe’yle yarattığı marka... Onun reklamında ise, ABD’de, hatta Beyaz Saray’da bile bu marka halının kullanıldığı anlatılıyor. İki ibret levhasını yanyana koyuyorum ve bir kez daha soruyorum:
Siz kimsiniz, sayın Carpetland’cılar?..
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home