Tuhaftır, bugün içimden yazmak geldi.
Tuhaftır diyorum.
Çünkü yazmak, iş dışında yaptığım bir şey değil.
En son lisedeyken içimden gelenleri yazıya dökmüştüm.
Bir daha aynı cesareti bulamadım.
Böyle bir topluluğa yazmanın cesaretle ne ilgisi olduğunu açıklamaya gerek yok herhalde...
Bugünün diğerlerinden farkı ne?
Onu da bilmiyorum.
Ama içimden geldi bir kere.
Bu mobilyaların ne rahat, şu mağazanın ne ucuz, o sitenin ne konforlu olduğu değil...
Başka şeyler söylemek istiyorum.
Daha benden, daha içten.
Marka olmadan. Müşteri olmadan. Revizyon olmadan.
Sadece benden.
Başlıyorum o zaman...
Hazır mısınız?
Merhaba!
Ben, Levent Onur Özdoğan.
Türkiye'nin X kuşağından.
Yani bir şeyleri değiştirmek isteyen...
Ama o gücü nihilizmin satır aralarında kaybeden.
Bu arada kafiye için özür dilemek istiyorum.
Yazıyı daha havalı mı kılıyor daha klişe mi bilemiyorum.
Aslında biliyorum.
Sonuçta hayatımı reklam yazarak kazanıyorum.
Ve içten içe, düzyazıda kafiyenin klişe olduğunu biliyorum.
Ama engel olamıyorum.
Rum, rum rum!
Neyse...
Olan oldu bir kere.
Diyorum ki; kriz çok popüler bir konu.
Ondan bahsedelim.
Ama bir dahaki sefere...
Tuhaftır diyorum.
Çünkü yazmak, iş dışında yaptığım bir şey değil.
En son lisedeyken içimden gelenleri yazıya dökmüştüm.
Bir daha aynı cesareti bulamadım.
Böyle bir topluluğa yazmanın cesaretle ne ilgisi olduğunu açıklamaya gerek yok herhalde...
Bugünün diğerlerinden farkı ne?
Onu da bilmiyorum.
Ama içimden geldi bir kere.
Bu mobilyaların ne rahat, şu mağazanın ne ucuz, o sitenin ne konforlu olduğu değil...
Başka şeyler söylemek istiyorum.
Daha benden, daha içten.
Marka olmadan. Müşteri olmadan. Revizyon olmadan.
Sadece benden.
Başlıyorum o zaman...
Hazır mısınız?
Merhaba!
Ben, Levent Onur Özdoğan.
Türkiye'nin X kuşağından.
Yani bir şeyleri değiştirmek isteyen...
Ama o gücü nihilizmin satır aralarında kaybeden.
Bu arada kafiye için özür dilemek istiyorum.
Yazıyı daha havalı mı kılıyor daha klişe mi bilemiyorum.
Aslında biliyorum.
Sonuçta hayatımı reklam yazarak kazanıyorum.
Ve içten içe, düzyazıda kafiyenin klişe olduğunu biliyorum.
Ama engel olamıyorum.
Rum, rum rum!
Neyse...
Olan oldu bir kere.
Diyorum ki; kriz çok popüler bir konu.
Ondan bahsedelim.
Ama bir dahaki sefere...
1 Comments:
Krizi ertelemek de bizim elimizde işte...
Yorum Gönder
<< Home