Çarşamba, Aralık 07, 2005

Samimiyet işte, var mı ötesi?

Bir zamandır düşünüyorum, izlediğim filmde ya da reklamda, okuduğum kitapta, dinlediğim şarkıda, keyif aldığım sohbetlerde, imrenerek baktığım insanlarda beni etkileyen nedir diye...

E anlamak hiç zor değil başlığa bakınca.

Bir zamandır gözlemliyorum, insanlar nelerden etkileniyor ve ektilerinden uzun zaman kurtulamıyorlar diye...

Başlığı hatırlatmama gerek var mı?

Samimiyetin düşünülenin aksine yakınlık gibi bir çağrışımı yok bende. Daha çok gerçekliği çağrıştıyor. Gerçek olmayan samimi olamaza inanmışım bir zaman. Kim bilir hangi zaman?

Hababam Sınıfı'nda Münir Özkul gören var mı? Ben hiç görmedim. Kel Mahmut'a hayat veren adamın adı olduğu söyleniyor. Badi Ekrem benim için hala beden eğitimi öğretmenliği yapıyor. Emekli filan olmadı. Saçma bir sebepten kavga eden, ancak çocukların uğraşı sonrasında tekrar biraraya gelen turşucu aile benim nazarımda hala mutlu bir yaşam sürüyor.

Babam ve Oğlum Ege'yi bu kadar gerçek anlattığı için, şimdi oralara gitsem o insanlarla karşılaşırmışım gibi geliyor. Belki Perihan Abla makinesinin başında hala konu komşuya elbise dikiyor. Fiko Nihat'ın kahvesinde oturmuş, çocuklarını daha iyi şartlarda okutmanın hesaplarını yapıyor.

Düşünüyorum. Yazdıklarımın insanları etkilemesinin ve hatta yıllar sonra bile akılda akılda kalmasının sırrı buysa, bana ne engel oluyor? Bulamıyorum.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home