Pazartesi, Aralık 05, 2005

"Babam ve Oğlum"un Cevahir'de başına gelenler:

Sanırım “Babam ve Oğlum” 55 kopyayla vizyona girmiş. Keşke 56 olsaydı da Cevahir’ deki rezalet yaşanmasaydı. Güzelim film, bir heves gelinmiş ve izlemeğe can atarak koltuğa yerleşilmiş. Oh yer de ortalarda, miss! Her şey iyi, film de güzel gidiyorken…

Ne olduysa beklenenden önce gelen film arasından sonra oldu. Makul bir süreden sonra salona girip yerimize oturduk. Meraklanıyoruz devamı için. E hadi başlasın artık derken film başlamıyor. 10 dakika, 15 dakika, 20 dakika, yoook. Gerekçe; sadece bir makara film alınmış ama filmin gösterildiği salon sayısı iki. Yani bir salon (ki bu bizimki oluyor) diğer salonun filmi bitirmesini bekliyor. Nasıl bir ayarlamadır anlamadım. Salonun yarısı zaten parasının iadesini isteyip evine gidiyor. İnat edip kalanlar ise oldukça gecikmeli olarak filmin devamını izlemeye başlıyor. Ama bir süre sonra tekrar kesiyorlar filmi. Salon dışında bekleyenlere haber verilmediği için bu sefer. Haydiii baştan izliyoruz.

Keşke Çağan Irmak bu olaydan haberdar edilebilse. Emek verip, ortaya güzel bir iş çıkarıyorsunuz ama kime ne? Filminizi parça parça gösterip tadını kaçırıyorlar, yazık.

Çıkışta özür dileyip sinema davetiyesi veriyorlar. Hüzünlenmişiz zaten, bir şey demeden eve gidiyoruz. Yolda şeytan dürtüyor. Yeni açılan bir yerin pazarlama taktiği olabilir mi? diye düşünüyorum.

Ayağımız alışsın diye filmi bilerek kestiler. Özür bahanesiyle de davetiye verip bir kere daha sinemaya getirmeye çalışıyorlar. Tekrar geldiğimizde mısırın yanında iki de çikolata yeriz diye. Belki beğendiğim bluzu aldırtmak için.… Yok artık.
Komplo teorisini mi izlettiler alttan alttan. Cevahir’den korkar oldum…

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home