Pazartesi, Aralık 12, 2005

Bir mola verdim, böyle oldu:

On dakika kadar önce bir mola verdim. Şöyle bir gerindim. Ayağa kalktım. Etrafıma bakındım. Gözlerimin ne kadar da bozulmuş olduğunu ve artık inadı bırakıp bir göz doktoruna görünmem gerektiğini fark ettim. Ardından Lürzer'lerden biri ("adamın biri bir gün.." gibi oldu) "bana bak, bana bak" diye çağırdı beni. Aldım elime. Önce Zippo kaybetmenin ne kadar da beynelmilel bir hadise olduğunu hatırladım (Lürzer's Archive vol 6-2004, sayfa 14) ardından "bu dergi şimdi bana ne anlatmak istiyor" diye düşündüm ve buldum. Tek bir kelime: Merak!

Oradaki çalışmalarda "merak uyandırma" var. Biz merak oluşturamıyor muyuz? Oluşturuyoruz elbet. Ama merakı uyanan kişileri bulamıyoruz belki de. Çünkü merak yok kimsede.

Merak vardır elbette ama neye? Hale'nin seçeceği erkeğe, Jale'nin makyajına, Adem'in yeni "sevgilisi"ne, Adnan'ın servetini nasıl elde ettiğine var "merak". Bunun dışındaki hiçbir konuya karşı merak yok.

Merakı ne uyandırır bilen var mı? Çünkü "alarm" ve "su dökme" metodları işe yaramıyor bir türlü. Nerede "uyandırma servisi"?

Mesela Truth In Advertising'in ikinci bölümünü de merak eden olmadı. Bir de çok fazla "merak merak" dersen "vrak vrak" demiş gibi hissetmeye başlıyormuşsun, onu farkettim:)

3 Comments:

Blogger Haluk Mesci said...

Ben merak ediyorum aga.

Haluk Mesci

13 Aralık, 2005 17:53  
Blogger Murat Kaya said...

Geliyor o halde :)

13 Aralık, 2005 22:51  
Blogger Murat Kaya said...

"Kigor" çıktı bu sefer bahtıma...

Neyse.
Normal bir insanın arzuları dahilinde olmaz ancak yine de bir gün "delirmek" isterseniz... Dailymotion'a bir video upload etmeye uğraşın. Şöyle 60-70 mega byte arasında bir dosya...

Göreceksiniz ki bunu kusursuz bir biçimde başarıyor. :)

14 Aralık, 2005 00:39  

Yorum Gönder

<< Home