Pazar, Kasım 06, 2005

Reklam yazarı ne yazar?

Ne yazmalı da denilebilir, nereye kadar yazmalı, önüne her getirileni kayıtsız şartsız yazmalı mı yoksa ayırabilme, karşı çıkabilme, müdahele edebilme lüksü var mı?
Ürünle ilgili ya da ilgisiz sırf müşteri istiyor ve patron da onaylıyor diye sayfalarca bir konu üzerine bir haber-makale yazar gibi yazmalı mı mesela yoksa bu işi herhangi bir dergi çatısı altında çalışan birisi mi yapmalı?

Siz neler yazıyorsunuz bir reklam yazarı olarak?

2 Comments:

Blogger Melih Cılga said...

"Pazarlama iletişimi" kapsamında olmak şartıyla, farklı mecra ve hedef kitleler için farklı metinler üretebilmek, bir tür "mesleklerarası dans edebilme esnekliği" sergilemek, hoş bir yetenek bence...

Öte yandan, müşterinin ya da ajans patronunun gönüllü "işbilmezliği" yüzünden karşılaştığı "bariz angaryaları" ise kibarca reddetmeli bence her reklam yazarı...

İş beğenmemekle ya da tembellikle alakalı bir durumdan bahsetmiyorum tabii ki, "profesyonellik ahlakını" savunmak için, biraz idealistçe de olsa, mücadele etmek gerektiğini düşünüyorum...

06 Kasım, 2005 20:04  
Blogger Murat Kaya said...

Biraz genel durumla ilgisi vardır sanıyorum. Bazen bir basın bülteni yazmak bile bana zevk veriyor. Buna karşılık çok sevdiğim bir konuda TV filmi yazmak istemediğim zaman bile oluyor. Bana veya sadece "onlara" bağlı bir şey değil belki de...

"Aşık adam şiir yazar, sinirli adam küfür edebiyatının sınırlarını zorlar" gibi bir durum olduğunu düşünüyorum.

06 Kasım, 2005 23:55  

Yorum Gönder

<< Home