Perşembe, Ocak 12, 2012

İsim çalışması


İsim çalışması, önemli konudur. Bir reklam yazarının bazen rüyası, bazen kâbusu olabilir. Genellikle brief'ler bir gaz bulutundan ibarettir. İlk aşamada şansınız ve doğru düzgün bir brief'iniz varsa bu kez en uygun olduğunu düşündüğünüz isimlerin kozmetikten şarküteriye kadar çoktan kapılmış olduğu gerçeğiyle karşılaşırsınız. Kimi durumlarda Türkçe, İtalyanca, Fransızca, hatta Latince sözlükler karıştırırsınız, Samanyolu'nu karış karış tararsınız. Müzikten tıbba pek çok jargonda gezinirsiniz. Periyodik cetveli gözden geçirir, bitki, hayvan türlerine tek tek bakarsınız. Mitolojiye dalar, bazen çıkamazsınız. Dünya haritasını başka bir gözle incelersiniz. Hem markaya/hizmete/içeriğe uygun, hem anlamlı, hem akılda kalıcı, hem yazılışı kolay, hem kulağa hoş gelen, hem doğru çağrışımlar yaptıracak, hem de o alanda daha önce kullanılmamış, taptaze bir sözcük/tamlama ararsınız. Tüm bunlara karşın, isim çalışmak güzeldir. İsim annesi/babası olmak hoştur. Sayfalar ve vakit dolar, önce ekipte, sonra ajans içinde hafifletilen listede bir alternatif, en sonunda müşteride de hayatta kalmayı başarırsa, bu kez logo yolculuğu başlar.

Fotoğrafta gördüğünüz büfe ismi ise tüm bu yazdıklarımı alt üst ediyor. Beleş Döner. Dil Derneği'ne soracak olursak "Beleş: Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen." anlamına geliyor. Çok ucuz, kolay erişilebilir mi demek istemişler acaba? Emek vermeden yemek vaadi mi söz konusu? Bir de lll ibaresi var, Beleş Döner zinciri olduğu anlamını çıkarıyorum. Burası İstanbul Sefaköy'de Arel Üniversitesi'nin karşısında bir büfe. Bu arada Arel bir vakıf üniversitesi, dolayısıysa öğrenciler döneri ucuz diye tercih etmiyorlar muhtemelen. Fiyat/değer ilişkisine dikkat edilmiş mi? Hayır! Ne kadar ucuz olduğu bu kadar kuvvetli şekilde vurgulanan bir yiyeceğin, normal fiyatlılarla kıyaslandığında hijyenik ve sağlıklı olmayabileceği, az gramajlı, ithal et/martı eti (İst. Üniv.'liler arasında efsanedir) olabileceği akla gelmez mi? Bir sahtekârlık havası yok mu? Yoksa aşağı yukarı standart bir maliyeti ve satış fiyatı olan bir üründe/hizmette bedava derecesine yakın ucuz olmak mümkün mü?

Bu dükkanda Beleş Döner lll açılmadan önce yine bir büfe vardı (okul karşısında demiştik di' mi?) O da bir zincirdi. Etiler Marmaris Büfe. Çok tutmadı, kapandı. (Aynı yerde, aynı türden işletmeyi niye açarlar, yerle ilgili bir aksaklık olduğunu niye düşünmezler, o da ayrı konu.) Aslında hep onun hakkında Ortak Deftere yazasım vardı, bir türlü denk gelmedi ama madem ismi geçti, onunla ilgili kafama takılan şeyi de paylaşayım. Geriye doğru çözümlemeye çalışıyorum ismi: Marmaris'te meşhur olmuş, Marmaris'in çağrıştırdığı lezzeti (tost, sandviç?) İstanbul'da Etiler'e yerleştirmiş, durun daha bitmedi, Taksim'de şube açmış, sonra işleri büyütüp zincir haline gelmiş bir marka var karşımızda. Sefaköy'de Etiler Marmaris Büfe. Daha tuhafı, geçen yıl, bu zincirin yaygınlaşmaya başladığı sıralar, E5 üzerinde Bahçelievler civarında çok katlı bir binanın yol tarafındaki cephesinde bir giydirme yapmışlardı. Not almıştım, aynen şöyle yazıyordu: Etiler Marmaris Büfe, İncirli'de! (Burası Bahçelievler, tekrar hatırlatırım!) Nasıl bir kaos, kavram karmaşası!

Başa dönersem, beyaz eşya markası da olsa, ara sokakta bakkaliye de olsa isim mühim. Çıtır Kuruyemişlere, Şifa Eczanelerine, Bereket Lokantalarına, Aldırma Birahanelerine, Güven Hukuk Bürolarına selam olsun!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home