“Yaşamak için çalış, sevmek için yaşa, alışveriş için sev!
“Yaşamak için çalış, sevmek için yaşa, alışveriş için sev! Böylece göreceksin ki... Eğer yeteri kadar alışveriş yapabilirsen, asla aşk için çalışmak zorunda kalmayacaksın.” Bu cümleler bir hediyelik eşya dükkânındaki karttan. Eski ABD Başkanı George Bush ise, New York’ta İkiz Kulelere yapılan saldırının ardından halka yaptığı konuşmada, tüketimin önemini vurgulamaktan geri kalmıyordu ve şu tarihi sözleri söylüyordu: “Teröristlerin bizi alışverişten alıkoymasına izin veremeyiz.” Bu iki anekdot gerçekten çarpıcı. İnsan bugün yaşamımın büyük bir bölümünü tüketim ve tüketim ile ilgili uğraşlarla geçiriyor. Tüketici olarak birey; duygusal ya da rasyonel olsun ihtiyaçlarını karşılama sürecine giriyor, markaları zihnine yerleştiriyor, tüketim mekânlarını dolaşıyor, ürünleri karşılaştırıyor, doğru tercih için hazır olan her kaynaktan bilgi topluyor, satınalma için en uygun zamanı, mekânı ve ürün seçmeye çalışıyor. Satınalma sonrasında da, ihtiyacının karşılanıp karşılanmadığını değerlendiriyor.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home