Cuma, Şubat 11, 2005

Başlık tipografisi ve noktalama işaretleri

Reklam yazarları ile sanat yönetmenleri arasında sıkça yaşanan ve çoğunlukla yazarın galibiyetiyle sonuçlanan bir oyundur sanki başlıklarda kullanılan noktalama işaretleri... Yazarken insanın eli kendiliğinden koyar üç noktayı yan yana... Hatta bazen acımaz üç tane ünlemi bile yan yana asker gibi dizer. Hele ki çok çok aşka gelmişse, ünlemin ardından gelen iki nokta, hem üç noktanın hem de ünlemin vurgusunu taşır diye pek tercih edilir yazar aleminde...

Ancak gelin görün ki iş tipografiye geldiği zaman sanat yönetmenleri, o noktalama işaretlerine hiç acımazlar... Tek tuşla yok ederler onları. Yazarın gözünün önünde, özene bezene diktiği o muhteşem elbisenin kolunu makasla keserler, düğmelerini koparırlar. Yazı acır, yazar acınacak hale gelir.

Oysa durum her zaman böyle değildir. Aslında yazar elbiseyi dikmemiş sadece teğellemiştir. Sanat yönetmeni son dikişi makinede çekip, ütüyü yapacaktır. Burada orta yolu bulmak gerektiğini düşünüyorum.

Zaman zaman noktalama işaretleri başlık tipografisi içinde öyle bir hal alır ki başlığın tüm etkisini yitirmesine bile neden olabilir. Örneğin, ünlem işareti, büyük harfle yazılmış bir başlığın sonunda çoğunlukla “İ” ya da “I” harfi gibi görünür. Hatta üç nokta, alt alta yazılmış ve ortalanmış bir başlıkta dengeyi ne de fena bozar.

Esasında kurallardan ötede bir denge vardır başlık tipografisinde. Her zaman gerekmeyebilir noktalama işaretleri. Tipografik çalışmaya geçildiği andan itibaren o artık bir cümle değil bir başlık olur. Kimlik değiştirir. Ünlem ile yazarın vurgulamak istediğini belki sanat yönetmeni kullandığı tipografinin rengiyle yapacaktır. Yani düğmesiz, kolsuz bir elbise de dikilebilir. Üstelik çok şık da olabilir.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home